Sayfalar

7 Kasım 2021 Pazar

Under The Oak Tree - 47. Bölüm 

(Yenilenen Calypse Kalesi -1) 

Sonunda titreyen bacaklarının üzerinde durdu ve hizmetçilerin hazırladığı iç eteği giydi. Ancak bunların üzerine giyilecek bir elbise eksikti. Her zaman başucunda duran zili çaldı. Bir an sonra Rudis giyinmesine yardım etmek için odaya girdi.

"Saçınızı dünkü gibi toplamamı ister misiniz?" diye sordu Rudis.

"S-sadece düzgünce ör, lütfen."

Rudis, sonunda bir kurdele ile saçlarını hızlıca tek bir örgüye bağladı. Sade ve rahat bir elbise giyen Max, şöminenin yanına oturdu ve bir kase sıcak tavuk çorbası ve bir parça mısır ekmeği yedi. Pencereden dışarı baktı ve elini hoş bir şekilde dolu olan karnına koyarken yağmurun pencereye çarpmasını izledi. Max, doğanın sakinleştirici ritminin sesiyle uykuya dalmamak için direndi ve onun yerine turlarına devam etmek için Rodrigo'yu çağırdı.

Bacakları attığı her adımda ağrıyor ve meme uçları dün geceki sert okşamalardan hala sızlıyor olsa da, bütün gün yatakta yatmak istemiyordu.

Kaleye daha yeni geldim...

Max hizmetçilere yeni efendilerinin tembel bir kadın olduğu izlenimini vermek istemedi. Ek binadaki oturma odasına kadar yürüdü ve sonunda daha önce satın alınan malların listelendiği bir defteri aldıktan sonra odasına geri döndü. Ancak, listelenen satın alımlardan hangisinin gerekli olup olmadığını ayırt etmek zordu.

Öncelikle, Maximilian daha önce hiç ürün satın almamıştı. Para hakkında bildiği tek şey Soldem'in altın, Liram'ın ise gümüş olduğuydu. Ama önündeki defter hiç duymadığı para birimleriyle doluydu. Hüsrana uğrayan Max terlemeye başladı.

Dinar, Dirhem, Dant. Bunların güney kıtasının para birimleri olduğunu anladı ama değerlerinin çoğunu bilmiyordu. Max, satın alınan birkaç silah, yiyecek, giysi, yağ, mum, yakacak odun ve benzerlerini gözden geçirerek defteri taradı. Bu kalemlerin yanı sıra satın alınan ürün sayısı ve toplam maliyet net bir şekilde yazılmıştı.

Max, her para biriminin değerini tahmin etmek için daha çocukken, öğretmeninden toplamalar ve çıkarmalar hakkında aldığı az buçuk bilgisini hatırladı. Ne yazık ki, uzun süredir beynini aritmetik için kullanmamıştı ve bu nedenle, bu ihmal onu sadece daha da şaşkına çevirdi.

Sonunda, Max defteri kapattı ve boyun eğerek yatağında yüzüstü yattı. Rodrigo'dan yardım istemesi gerekip gerekmediğini merak etti. Ama çok geçmeden babasının çok bilmiş sözlerini hatırladı - bir efendi hizmetkarlarına her zaman saygınlık göstermelidir.

Babası, ''Her hizmetçi, ihmalkar ve beceriksiz bir efendiyi görmezden gelmek zorundadır'' derdi.

Croix kalesindeki kayıtsız hizmetkarları düşününce ürperdi. Açıkça kaba değillerdi ama yüzlerinde ona yönelik küçümsemeyi hissedebiliyordu. Calypse kalesinin hizmetkarlarının ona karşı tutumlarını ne zaman değiştirebileceklerinin farkında değildi. Sonuçta hiçbir şey kalıcı değildi.

Hala biraz zamanım var. Max kendini sakinleştirmeye çalıştı.

***

Riftan gece geç saatlerde şövalyeleriyle birlikte soğuk yağmurda sırılsıklam olarak döndü. Hizmetçiler onları aceleyle, erkeklerin sıcak buharda mutluluk içinde ısındıkları ve alkolle birlikte büyük bir yemek yedikleri sauna odasına götürdüler. Riftan nihayet yatak odasına döndüğünde kılıcını ve zırhını cilalamaya başladı.

Max, usta ellerinin metalin her santiminde dolaşmasını izleyerek neden kılıcına bakacak hizmetçileri olmadığını sordu.

''On dört yaşımdan beri bunu yaparak büyüdüm, bu yüzden bu iş benim için önemsiz. Zaten bu adama başka kimsenin dokunmasını istemiyorum," dedi omuzlarını silkerek.

Kılıcını ışığa doğru kaldırdı. Ovdu ve buz mavisi olduğu noktaya kadar parladı, Max'in gördüğü bazı tanıdık kılıçların karakteristik gümüş renginden değildi - babasının bir ziyafete girdiğinde kuşağında taşıdığı gösterişli olanlardan farklıydı. Sapına oyulmuş karmaşık desenleri yoktu, ancak kılıç geniş ve uzundu ve bir çan kulesi kadar keskin bir kenarı vardı.

Basit görünüyordu, ancak babasının sahip olduğu, mücevherler ve altınla bezeli kılıçlardan daha görkemli olduğunu düşündü.

"Tü-türünün tek örneği olmalı, o kılıç"

''Kılıç-dövüşü yarışmasından kazandığım bir ödüldü. Yedi ulusun bir araya geldiği en değerli kılıçlardan biri," dedi Riftan, sesine sızan gururu gizleyemedi.

Max hiç kılıç dövüşü yarışmasına katılmamıştı. Rosetta sık sık babasıyla birlikte seyirci olarak, kendisine onların sevgili leydisi diye hitap eden şövalyelere minnettarlığını göstermek için giderdi, ama her zaman olayın ne kadar medenilikten uzak ve onun beğenisine göre gürültülü olduğundan şikayet ederek geri dönerdi.

"K-kazandın mı?"

"Elbette," diye yanıtladı, kılıcı yerine geri koyarken tereddüt etmeden. Boş boş bakan Max, birdenbire uyarısız ağzından kaçırdı.

"Ben-ben sık sık k-kazananın e-en saygıdeğer le-leydiden bir ö-ö-öpücük aldığını duydum..."

Cümlesinin sonunu geveledi. Max kendi sözlerine şaşırdı ve hemen bakışlarını yere indirdi. Ne düşünüyordum? Riftan'ın rahatsız edici bakışını hissederek bir bahane uydurdu.

"U-uzun zaman ö-önce, bir ş-şövalyesi ve p-p-prenses hakkında bir hi-hikaye okudum. Ş-şövalye bir bi-binicilik ya-yarışması kazandı... ve kraliçe o-ona bir öpücük t-t-teklif etti ve b-ben-b-ben be-bence bu-oldukça ro-romantik…”

Konuştukça içindeki utanç daha da büyüyordu. Anında, geçmişin kıpırdanmalarının canlandığını hissedercesine, babasının lanet olası alışkanlığı hakkında ona bağırdığını duyabiliyordu - ağzını ne zaman kapalı tutacağını asla bilemiyordu.

"Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama hiç de romantik değildi," diye yanıtladı Riftan dengeli bir sesle. Onun hoşnutsuzluğunu bekliyordu, ama şaşırtıcı bir şekilde, hiç olmadı.

"Bir yabancıdan öpücük almak istemedim."

Sözleri yeterince uzlaştırıcı, parçası olmadığı bir geçmişin dürüst bir hatırası olmalıydı. Yine de Max, onu daha fazla deşmekten kendini alamadı, ondan sadece tatlı şeyler olduğuna inandığı bazı gerçekleri almaya çalışıyordu.

Ç/N: Maxi kızım Riftan'ın geçmişini merak ediyor ahahaha

Önceki Bölüm                                                                                                Sonraki Bölüm

7 yorum:

  1. Ben de Riftan in geçmişini merak ediyorum ya daha başka kimler geçti gitti hayatından

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimse zort adam küçüklükten beri maximmm diye yanıp bitiyor

      Sil
  2. Kız haklı, bu herif pek de normal biri değil

    YanıtlaSil
  3. Rıftan bakış açısını okumak için sabırsızlanıyorum ancak daha çokça bölüm katetmeliyim
    *Kora

    YanıtlaSil
  4. AYY RIFTAN DAN BOLUM VEYA RIFTANIN GECMISINI OKUMAK ISTIYORUM YAAA 🥲🥲😭

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Riftan's pov var zaten 45 bolum. Ama 100 bolumu gecince okumani tavsiye ederim ♥️ Simdiden okursa büyüsü kaçar

      Sil
  5. Yiaaaa riftan askim kilic turnuvasina mi katildiin? Nedeeen?? 😭

    YanıtlaSil