4 Ekim 2019 Cuma

STROBE EDGE (Manga Yorumu)


Daha önce de bahsettiğim gibi bu blogta sadece filmler ve kısmen dizilerden değil manga, webtoon veya anime gibi türler hakkında da yazacağım. Bu blogta bahsedeceğim ilk manga Strobe Edge olacak. Daha önce filmini izlemiş olmama rağmen mangasını okumayı sürekli erteliyordum. Düne kısmetmiş bir çırpıda okuyup bitirdim. 10 ciltlik manga toplamda 36 bölüm ve ekstra 6 bölümden oluşuyor. Shoujo türünde olan bu manganın mangakası aynı zamanda Ao Haru ride'nın mangakasıdır. ( Bilen bilir o manga da oldukça meşhurdur. İleride ona da değineceğim 😉 ) 

                             

Gel gelelim konusuna. Ninako henüz hayatında aşkı tatmamış ve henüz aşkın ne olduğunu dahi bilmeyen biraz saf bir liseli kızdır. Yine aynı okulun gözde çocuğu Ren ile tanışmasıyla işler değişir. Sessiz tarafının yanında aynı zamanda kibar olan Ren'i tanıdıkça ona aşık olur. Ama bir sorun vardır ki Ren'in zaten bir kız arkadaşı vardır. Ninako bu durumda bu tek taraflı aşkını sonlandıracak mıdır, yoksa her şeye razı gelip bu aşkı içinde sürdürecek midir?
                             
Öncelikle bu manganın en çok beğendiğim yanı bütün o duygusal gelişimi manganın tümüne yayıp yavaş yavaş sizi de hikayenin içine çekmesi. Konusu biraz klasik gibi gözükse de karakterler ve duyguları o kadar saf ve güzel işlenmiş ki. Aynı zamanda ana karakterler dışında yan karakterlerin hikayelerine de yeteri miktarda güzelce değinilmiş. Bu da bu mangayı daha klasik olayın sadece başrollerin üzerinde döndüğü mangalardan ayıran ve benim en beğendiğim özelliklerinden biri oldu. Yan karakterler sayesinde hikayede farklı tür ilişkiler de ele alınıyor ve her yönden aşkı tanıma fırsatı elde ediyorsunuz. Aşkın yanı sıra arkadaşlık konusu da çok güzel ele alınmış. Okurken aynı türden arkadaşlıklara sahip olma isteği uyandırıyor insanın içinde.Aynı zamanda çizimleri de oldukça güzel.

                                                   

Biraz da karakterlere değinmek istiyorum.

 Ninako; saf ve masum bir kız aslında. Çoğu mangada bu tarz karakterler biraz sıksa da Ninako öyle değil açıkcası. Çünkü çok ama çok sevimli. 1.52 boyuyla minicik bir şey zaten 🙈 Konu itibariyle aşık olduğu çocuğun bir sevgilisi olduğu gerçeği var. Ama düşünüleceği gibi sinsi bir kız değil. Aşkla ilk defa tanışmış ve bu duygularla ne yapması gerektiğini bilmiyor açıkcası. Ben bu noktada karakteri çok beğendim çünkü hiçbir yanlış hareketi ve yanlış seçimi olmadı.Son ana kadar bile. Okursanız sizler de anlayacaksınız. Gerçekten çok güzel sevdiğini düşünüyorum. Aynı zamanda tatlığı ve saflığıyla beni çokca güldürdüğü de bir gerçek. 😂

Ren;yakışıklı mı yakışıklı bir karakter. Kızlar tarafından ilgi sürekli üzerinde ve buna rağmen burnu havada biri değil ama yine de insanlar tarafından tam anlamıyla doğru anlaşılmıyor. Ren hakkında en çok beğendiğim özelliği sadakati oldu. Spoiler olarak algılanacağını sanmıyorum ama şöyle diyeyim Ninako'ya karşı bir şeyler hissetmeye başladığında bile sevgilisine verdiği söze sadık kalıp onun için elinden geleni yapıyor. Sevgilisi kendisinden yaşca büyük ve dolayısıyla Ren'in yaşına göre olgun davranışları söz konusu olsa da zamanla onun da aslında sadece yaşıtları gibi çocuksu bir genç olduğu gerçeği gün yüzüne çıkacak. Ayrıyeten Ren mangada çizimini en çok beğendiğim karakter oldu.
 
Andou; manganın ikinci erkeği diyebilirim. Kendisi Ren ile ortaokul yıllarından yakın arkadaş ama yaşadıkları bazı olaylar nedeniyle aralarında ki mesafe biraz açılmış. Açıkcası aşkı için elinden geleni yapan ikinci erkekleri hepimiz seviyoruz. İnanıyorum ki mangayı okuyan birçok kişi de Andou'yu çokca sevecek. 


                                           
Ve mangada birbirinden güzel işlenmiş yan karakterler var.Karakterlerin çizimleriyle birbirinden ayırt edilebilirliği de gayet güzel olmuş. Hepsinin kişiliği kendine has ve sanki her biri kendi başrolü olduğu mangadan fırlayıp gelmişler gibi.Mangada kötü veya sevmeyeceğimiz bir karakter yok. Ben bütün karakterleri çok sevdim. 
Özellikle en sevdiğim yan karakter Ren'in arkadaşlarından Manabu oldu. Çocuk hikayenin Esra Erol'u gibi resmen 😂 Çok enerjik ve sevimli bir karakterdi. Ekstra bölümlerden birini kendisine ayırmaları da çok hoşuma gitti. 


Uzun lafın kısası shoujo türünü sevenlerin kaçırmaması gereken bir manga olduğunu düşünüyorum. Konusu klasik gibi gözükse de böyle karakteri ve duygularını ilmek ilmek işleyen mangaları bulmak nadir. Sizlere de  minnak bir kızın ilk aşkının hikayesini okumanızı tavsiye ediyorum. Umarım sizler de hikayeyi benim kadar tatlı bulup beğenirsiniz.Şimdiden iyi okumalar 😘


(Not: Manganın aynı isimli bir de filmi mevcut. Ben manga okumayı pek sevmiyorum derseniz sizler için filmini de tavsiye ederim. Filmde Ren karakterini de benim pek bir sevdiğim Sota Fukushi canlandırıyor hehehe  )

Düşünceleriniz hakkında yorum yapmayı da unutmayın 💕

THE CLASSIC (KLASİK)


Bugün sizlere Kore yapımı romantik film deyince akla ilk gelenlerden olan The Classic filminden bahsedeceğim. 2003 yapımı romantik melodram türünde olan bu film izleyenler tarafından oldukça beğeniliyor. Açıkcası bu film Kore yapımı romantik film öner dediklerinde aklıma ilk gelenlerden. Eğer izlerseniz eminim aynı şekilde sizinde filmler listenizde gayet üst sıralarda yerini alacaktır bu yapım.



Filmin başrolünde Son Ye Jin oynuyor. Kendisini Personel Taste dizisiyle tanıdım aslında ve kdrama izleyenlerin yabancı olmadığı bir isim. Ama dizi dünyasından çok Kore sineması için önemli isimlerden biri. Kore yapımı bir film izleyecekseniz muhakkak en az bir filmine rastlayacaksınızdır. The Classic filmi ile en iyi yeni kadın oyuncu ödüllerini o sene toplamış kendisi. En önemlisi de bu filmi ile gönlümde en güzel koreli kadın oyuncu olarak yerini almıştır 🙈 Açıkcası Son Ye Jin bugün bile hala en güzel bulduğu Korelilerin başında geliyor. Sizce de öyle değil mi 😍  Aynı zamanda filmde yine gözünüze özellikle It's okay that's love dizisiyle aşina olan Jo In Sung'ta oynuyor.



Film henüz genç yaşta babasını kaybetmiş ve annesi de yurt dışında çalışan Ji Hae'nin evde anne ve babasının eski flört mektuplarını okumasıyla başlar. Kendisi edebiyat seven ve biraz da duygusal bir kızdır. Fakat bu mektupları okumaktan hoşlanmasının farklı bir nedeni daha vardır. Kendisi aslında arkadaşına hoşlandığı çocuk konusunda yardımcı olsa da aslında kendisi de çocuktan hoşlanmaya başlamıştır. Mektuplar aracılığıyla geçmişin hatıralarına yolculuğa çıkarken aynı zamanda  kendi duygularıyla baş etmenin yollarını bulacaktır.


(Bu yağmurda koştukları sahne çoook güzeldi gerçekten 😍)

Filmin en sevdiğim yanı hikayesi. Geçmiş ve bugünün arasında ki kader örgüsünü o kadar çok güzel işlemişler ki. Eminim bu sizi de en çok şaşırtacak kısım olacaktır. En sevdiğim bir diğer yanı ise çekim mekanları. Hani bazı filmler vardır ya izlerken size de filmin içinde ki zamanda yaşama isteği yaşatan. Ha bu film benim için de aynen öyle. Özellikle benim gibi filmler içinde geçmiş dönem esintilerini görmekten hoşlananlar için birebir bu film.



Filmi izlerken 2 saatin nasıl geçtiğini fark etmeyeceğiniz, kaderin cilvesine şaşıp zaman zaman da hüzünlenmenize sebep olacak, her sahnesinden oldukça keyif alacağınız mükemmel bir film. Ne geçmişte ki hikayeden günümüzde ki hikayeye geçsin isteyeceksiniz ne de günümüzde ki hikayeden  geçmişte ki hikayeye. Aslında filmi nasıl tarif etmem gerektiğini biliyorum o yüzden sadece izlemeniz gerekiyor. Az önce de belirttiğim gibi bu film her zaman önereceğim film listesinde üst sıralarda yer alıyor. Gerçekten iyi bir film izleyeyim diyorsanız bu filmi es geçmemenizi tavsiye ediyorum.



Eğer filmi izlediyseniz tavsiye ve düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilir, eğer izleyecekseniz de izledikten sonra ki görüşlerinizi belirtebilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler 💕


3 Ekim 2019 Perşembe

SECRET (SIR ) / 2007


Merhaba. Bugün sizlere 2007 yapımı etkileyici bir Tayvan filmi olan Secret'tan bahsedeceğim. Asya yapımı romantik bir film deyince akla ilk gelenlerden. Hem sanata doyacağınız hem de gizemli bir aşkın serüvenine eşlik edeceğiniz bu film oldukça meşhur.  Film gerek görseli, gerek konusu itibariyle içinde barındırdığı sanatsal ögeleri, gerek de kurgusu bakımından oldukça etkileyici diyebilirim. Gerçi kurgu bakımından daha iyi olabilir miydi belki evet ama yine de izlerken insanı şaşırtan bir etkiye sahip. Kısaca sonu şaşırtan filmler kategorisine de alabiliriz bu filmi. 


Ben filmi ilk izlediğimde başrol oyuncuyu araştırma gereği duymuştum. Çünkü filmde çok iyi piyano çalan birini canlandırıyordu ve merak etmiştim. Jay Chou 1979 doğumlu yani şuan 40 yaşında. Filmde çekildiği sıralarda ise 28 yaşındaydı ve liseli bir öğrenciyi canlandırıyordu. Yaşı hiç sırıtmıyordu doğrusu 😊 Kendisi şarkıcı, müzisyen, aktör, film yapımcısı ve film yönetmeni. Yani aslında filmde değil gerçek hayatta on parmağında on marifet olan sanat insanı. Gerçekten ama gerçekten çok yetenekli bir müzisyen. Ve ve ve en önemli nokta ise bu filmde başrol olmasının yanı sıra filmin yönetmeni de kendisi ve ayrıyeten filmin iki senaristinden biri. Yani yazmış yönetmiş ve oynamış. Ortaya da böyle güzel bir şey çıkmış. Ve bize özel bir bilgi daha vereyim kendisinin İstanbul için yazıp söylediği bir şarkısı da mevcut. Dinlemek isteyenleri böyle alayım 🙈 https://www.youtube.com/watch?v=gSh73OOOTSI


Neyse bu kadar kültürel bilgi yeter artık filmin konusuna girelim. Film Ye Lun'un eski okulundan, babasının öğretmen olarak görev aldığı sanat okuluna transfer olmasıyla başlar. Kendisi piyona çalma konusunda oldukça yeteneklidir. Okulu keşfi sırasında yakında yıkılacak olan eski bir çalışma binasında piyona sesi duymasıyla birlikte piyanoyu çalan Rain ile tanışır. Çaldığı parçadan çok etkilenir ve bestenin adını sorduğunda Rain kendisine 'SIR' cevabını verir. Sonrasında Rain ile Lee Yun arasında zamanla aşka dönüşecek olan ilişki başlar. Fakat aynı okulda Ye Lun'dan hoşlanan Sky adında bir kız daha vardır. Ve işler bir noktadan sonra karmaşık hale gelir. Peki ya Rain'in 'Sır' dediği şeyin arkasında ne vardır? Buradan sonrasını öğrenmek izlemek isteyenlere kalmış.


Film hakkında kendi görüşüme gelecek olursak hem romantizm hem de müziksel öğelerden hoşlanan kişilerin asla kaçırmaması gereken bir film olduğunu söyleyebilirim. Konusu gereği içinde bolca güzel piyano sahnesine yer veriyor. Aynı zamanda içinde tatlı mı tatlı bir de aşk hikayesi barındırıyor. Ve filmin asıl ikinci yarısından sonra başladığını söyleyebilirim. O yüzden sıkılmadan sabrederseniz sonuna doğru konu daha farklı bir şekilde ilerleyerek şaşırtıyor. 


Secret sizlere kesinlikle tavsiye edeceğim bir film. Umarım sizler de izlediğinizde beğenirsiniz. 
Ve lütfen yorum yapmayı unutmayın 😉 Şimdiden iyi seyirler 💕