Lucia - 63.1Başkentin Yüksek Sosyetesi (6)
Yemeklerinden sonra, Lucia Hugo'yla bahçede yürüyüşe çıktı. Roam'dayken, Hugo ne zaman vakit bulsa onunla akşam yürüyüşleri yapardı. Kocası meşgul ve çalışkan bir adamdı.
Yatağa çekilmelerinden önce çok fazla zamanı yoktu. Bu yüzden Lucia, pahalı bir hediye almaktansa onunla böyle birlikte yürümekten çok daha mutluydu.
''Hepsi ayrı ayrı güzel ve sevimliydi. Her şeyi kendin mi seçtin?'' (Lucia)
"Evet." (Hugo)
Hugo onları bir bakışta toplamıştı ama her şeyi kendisinin seçtiğini söylemek doğru sayılırdı.
"Hoşuna gitti mi?" (Hugo)
"Evet teşekkür ederim."
Lucia herhangi bir mücevherden çok, onları alan yüreği için minnettardı.
''Kadın takıları hakkında çok şey biliyor gibisin. Sanırım çok fazla hediye ettiğin için."
Lucia bu sözleri ağzından çıktıktan sonra geri almak istedi. Onu eleştirmeye hiç niyeti yoktu ve sözlerinin sınırı aştığını düşündü. Rahatsız olacağını hissetti ve dil sürçmesi için özür dilemek üzereydi ama önce Hugo konuştu.
"Vivian."
Hugo derin bir iç çekti, Lucia'nın bileklerini tutmak için uzandı ve yürümeyi bıraktı.
"Evlenmeden önce olanları unutamaz mısın?"
Lucia Hugo'nun sinirlenebileceğini düşünmüştü ama beklenmedik bir şekilde savunmasız görünüyordu. Ona boş boş baktı.
''Evliliğimizden önceki şeylerden bahsetmeye devam edip duruyor muyum? Gelecekte dikkatli olacağım."
"Demek istediğim bu değildi. Kısa bir süre önceydi ama sözleşmemizi değiştirmek istediğinde ne söylediğini hatırlıyor musun?”
[Lütfen benim bilgim olmadan sevgili yapma. Benden bıktıysan veya tiksindiysen ve beni başka bir kadın için terk etmek istiyorsan, lütfen önce bana söyle. Başka birinin ağzından duymak istemiyorum.]
"Evet. Hatırlıyorum."
"Senin haberin olmadan sevgilim olmayacak ve senden bıktığım ya da iğrendiğim için seni terk etmeyeceğim, bana güvenirsen sevinirim."
Lucia'nın kalbi hızla çarpmaya başladı. Sözlerinin arkasındaki niyeti bilmiyordu. Aklından büyük bir kasırga geçmeye başladı. Hata yapan kendisiydi. Evliliklerinden önceki geçmiş eylemlerini eleştirmek veya bunlardan bahsetmek için herhangi bir nedeni veya hakkı yoktu.
Kurallara saplanmış kalmış bir kişiliğe sahip olması mümkündü. Bu nedenle, yasal evlilik sözleşmesi kurulduktan sonra buna sıkı sıkıya bağlı kaldı.
Ancak bu, Lucia'nın bunca zamandır izlediği kişiyle uyuşmuyordu. Mevcut kuralları kendine göre değiştirmekten çekinmeyen, inatçı bir adamdı.
"…Neden?"
Lucia onun ne düşündüğünü anlayamadı ve ona bakarken dalgın dalgın mırıldandı. Bir şey, herhangi bir şey söylemesini istedi, böylece 'ah, bu anlamsız bir açıklamaydı' sonucuna varabilirdi.
Ancak, Hugo'nun gözbebekleri hayal kırıklığıyla titredi. Ne diyeceğini bilmediğini belirten bir yüz ifadesi takındı. Sanki bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını defalarca açtı, sonra kapattı.
'Neden…?' (Lucia)
Lucia parmaklarının uyuştuğunu hissetti, bu yüzden yumruklarını sıktı ve açtı. Önündeki bu adam. O yaralanmıştı.
Sör Krotin'in gökyüzünün altında kimsenin parmaklarını bile incitemeyeceğinden o kadar emin olduğu adam, şimdi onun kısa sözlerinden dolayı acı içindeydi.
Uzun zaman önce, Lucia yine böyle hissetmişti. Ona asla âşık olmayacağını kesin bir dille söylediğinde, kısa bir an için acısına bakmıştı.
O sırada derin düşünecek durumda değildi, bu yüzden o anı bir kenara itti. O kadar uzun zaman önceydi ki, o zamanki hissini neredeyse unutmuştu. Ama şimdi ağzında acı bir tat kalmıştı.
'Öyle düşünebilir miyim…'
Lucia'nın kalbi kelimeler için fazla doluydu ve suçluymuş gibi ağrıyordu. Acıttı ama hiç bitmeyeceğini umduğu bir acıydı.
'Ben... senin için bir anlam ifade ediyor muyum?' (Lucia)
Hugo sözlerini dikkatle seçtikten sonra ağzını açtı.
"Bana inanamayacağını biliyorum. Ve nedenini anlıyorum."
Hugo onunla çok hata yapmıştı. Sofia Lawrence ile karşılaşmalarından başlayarak ki o en kötüsüydü. Evlenmeden önce evrakları getirmiş ve özel hayatına karışmamasını söylemişti.
Can sıkıcı bulduğu için sadece nikah kıydı, ilk düğün gecesinde yalnızca kendi açgözlülüğünü tatmin etti ve onu dikkate almadı. Vücudunu baştan sona arayan kendisiydi.
"Deneyeceğim. O yüzden bana ılımlı bak."
'Neden? Neden ve ne sebeple deniyorsun?'
Lucia, yanıtlanmayan sorusu için sessizce ona baktı. Lucia'nın sessizliği uzadıkça, Hugo içini çekti ve arkasını döndü, elini saçlarından geçirdi.
Kıpırdanarak ona bakan Lucia'nın gözleri yavaş yavaş daha net ve parlak olmaya başladı.
'Bu bir heves mi?'
Diğer aşıklarına ne yaptığını bilmiyordu. Bir zamanlar en sevecen olduğu kişiye aşk sözlerini nasıl fısıldadığını bilmiyordu.
Lucia'nın gördüğü tek şey, sevgilisini kalpsizce reddettiği sahneydi. Ve bu sahne, temel bir korku olarak kalbinde derinden kök salmıştı. Bir gün Sofia Lawrence'ın yerinde olabileceğini düşündü.
''…Evliliğimizden önce ne olduğu umurumda değil.'' (Lucia)
"Gerçekten mi?" (Hugo)
"Buna hakkım yok."
''…''
Deliriyorum. Hugo nefesinin altından mırıldandı. Bundan daha güçlü bir duvar olabilir mi? Kendi etrafına çizdiği çizgiden bir an bile uzaklaşmadı.
"Sana inanıyorum." (Lucia)
"…İnanıyor musun…?"
"Bir sevgilin olursa bana söyleyeceğine ve gizlice buluşmayacağına inanıyorum. Sen sözlerini tut."
Hakikaten o bir cadıydı. Kısa bir zamanda onu bir uçurumdan aşağı itti ve sonra tekrar yukarı çekti. Hugo kendini kasvetli hissetti. Bükülmüş ipleri çözmek için nereden başlayacağını bilmiyordu. Bükülmüş ipleri çözmek yerine kesmeye yönelik önceki çözümleri bu durumda yardımcı olmadı.
"Neden sana güvenmemi istiyorsun?" (Lucia)
Hugo ne diyeceğini bilemedi. Nedenini düşünmemişti. Bir bahane bulmayı zar zor başardı.
''…Güvenmediğin biriyle aynı evde yaşayamazsın.''
Lucia onu tekrar sessizce izlemeye başladığında, Hugo bir hata yapıp yapmadığını merak ederek gerginleşti.
'Hiçbir fikrim yok.' (Lucia)
Biliyor gibiydi ama ama bilmiyordu da. Cevaba yaklaşıyor gibiydi ama aynı zamanda en başa dönmüş gibiydi.
'O benden…?'
Çok hafif bir şüpheydi ama Lucia bunun mümkün olduğunu düşünmüyordu.
Lucia, bir gün onun sevgisini alacağına dair beklentileri vardı. Ne zaman gerçekleşeceğini bilmediği belirsiz ve büyük bir arzuydu. Bu kadar basit olamazdı. Bu yüzden, neden böyle olduğunun nedenini ararken bu seçeneği hariç tuttu.
'Benden oldukça hoşlanıyor.'
Eylemleri sadece bir koca olarak saygılı olması değildi. Elbette, onu hoşnut gördüğünü ve ona iyi davrandığını biliyordu.
'Bana düşkün olduğu için mi güvene ihtiyacı var?'
O bir şövalyeydi, bir ailenin efendisi ve geniş bir bölgenin lorduydu. Güvenmediği birini yanına alamayacağı bir durumdaydı. Güven, diğeriyle paylaşıldığında tamamlanmış olur. Böyle düşündüğünde, tamamen olmasa da biraz anlayabiliyordu.
''Söylediğin şey… demek istediğin, bir koca olarak sadık olacaksın, bu yüzden sana güvenmeliyim, değil mi?''
Böyle söylediğinde, doğru gibi görünüyordu ama aynı zamanda değildi. Hugo parmağını tam olarak üzerine koyamadı, bu yüzden sadece başını salladı.
"Tamam yapacağım." (Lucia)
Cevabı kısaydı ve şimdiye kadar içinde bulunduğu şüpheyle çelişiyordu. Hugo ona şüpheyle baktı. Bir şey söyleyip onu tekrar sırtından bıçaklayacağından korktu.
"Nasıl yaptığına bağlı." (Lucia)
İşte yine, onun huzursuz beklentilerine ihanet etmedi.
''…Şakaysa, eğlenceli değil.'' (Hugo)
"Şaka yapmıyorum."
Aslında şaka amaçlı söylemişti ama o kadar ciddiye alınca utandı. Bu sözleri ihtiyatlı bir şekilde ağzından çıkardı, döndü ve ilerlemeye başladı.
Hugo dalgın gözlerle ona baktıktan sonra bir adım attı. Lucia'nın ona güvenmesi için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. İşlerin gidişatına göre, saçma sapan bir söylenti duyup fikrini değiştirip değiştirmeyeceğini merak etti.
'Fabian'ı çağırmalıyım.'
Fabian'ın bugün yine fazla mesai yapacağı aşikardı.
Ç/N: Lucia ha anladı anlayacak ha gayret asdfghjkl Ah o ilk Sofia karşılaşması olmasa Hugo da çabalıyor ama şimdi Allah var 😌 Bu arada hikayenin kaç bölüm olduğunu soran bir arkadaş vardı. Herkesi bilgilensin diye genel yazayım dedim. 124 bölüm sürüyor hikaye. Ondan sonra da yan hikayeler olacak. Daha yarıladık sayılır diyelim biz 😇
Yemeklerinden sonra, Lucia Hugo'yla bahçede yürüyüşe çıktı. Roam'dayken, Hugo ne zaman vakit bulsa onunla akşam yürüyüşleri yapardı. Kocası meşgul ve çalışkan bir adamdı.
Yatağa çekilmelerinden önce çok fazla zamanı yoktu. Bu yüzden Lucia, pahalı bir hediye almaktansa onunla böyle birlikte yürümekten çok daha mutluydu.
''Hepsi ayrı ayrı güzel ve sevimliydi. Her şeyi kendin mi seçtin?'' (Lucia)
"Evet." (Hugo)
Hugo onları bir bakışta toplamıştı ama her şeyi kendisinin seçtiğini söylemek doğru sayılırdı.
"Hoşuna gitti mi?" (Hugo)
"Evet teşekkür ederim."
Lucia herhangi bir mücevherden çok, onları alan yüreği için minnettardı.
''Kadın takıları hakkında çok şey biliyor gibisin. Sanırım çok fazla hediye ettiğin için."
Lucia bu sözleri ağzından çıktıktan sonra geri almak istedi. Onu eleştirmeye hiç niyeti yoktu ve sözlerinin sınırı aştığını düşündü. Rahatsız olacağını hissetti ve dil sürçmesi için özür dilemek üzereydi ama önce Hugo konuştu.
"Vivian."
Hugo derin bir iç çekti, Lucia'nın bileklerini tutmak için uzandı ve yürümeyi bıraktı.
"Evlenmeden önce olanları unutamaz mısın?"
Lucia Hugo'nun sinirlenebileceğini düşünmüştü ama beklenmedik bir şekilde savunmasız görünüyordu. Ona boş boş baktı.
''Evliliğimizden önceki şeylerden bahsetmeye devam edip duruyor muyum? Gelecekte dikkatli olacağım."
"Demek istediğim bu değildi. Kısa bir süre önceydi ama sözleşmemizi değiştirmek istediğinde ne söylediğini hatırlıyor musun?”
[Lütfen benim bilgim olmadan sevgili yapma. Benden bıktıysan veya tiksindiysen ve beni başka bir kadın için terk etmek istiyorsan, lütfen önce bana söyle. Başka birinin ağzından duymak istemiyorum.]
"Evet. Hatırlıyorum."
"Senin haberin olmadan sevgilim olmayacak ve senden bıktığım ya da iğrendiğim için seni terk etmeyeceğim, bana güvenirsen sevinirim."
Lucia'nın kalbi hızla çarpmaya başladı. Sözlerinin arkasındaki niyeti bilmiyordu. Aklından büyük bir kasırga geçmeye başladı. Hata yapan kendisiydi. Evliliklerinden önceki geçmiş eylemlerini eleştirmek veya bunlardan bahsetmek için herhangi bir nedeni veya hakkı yoktu.
Kurallara saplanmış kalmış bir kişiliğe sahip olması mümkündü. Bu nedenle, yasal evlilik sözleşmesi kurulduktan sonra buna sıkı sıkıya bağlı kaldı.
Ancak bu, Lucia'nın bunca zamandır izlediği kişiyle uyuşmuyordu. Mevcut kuralları kendine göre değiştirmekten çekinmeyen, inatçı bir adamdı.
"…Neden?"
Lucia onun ne düşündüğünü anlayamadı ve ona bakarken dalgın dalgın mırıldandı. Bir şey, herhangi bir şey söylemesini istedi, böylece 'ah, bu anlamsız bir açıklamaydı' sonucuna varabilirdi.
Ancak, Hugo'nun gözbebekleri hayal kırıklığıyla titredi. Ne diyeceğini bilmediğini belirten bir yüz ifadesi takındı. Sanki bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını defalarca açtı, sonra kapattı.
'Neden…?' (Lucia)
Lucia parmaklarının uyuştuğunu hissetti, bu yüzden yumruklarını sıktı ve açtı. Önündeki bu adam. O yaralanmıştı.
Sör Krotin'in gökyüzünün altında kimsenin parmaklarını bile incitemeyeceğinden o kadar emin olduğu adam, şimdi onun kısa sözlerinden dolayı acı içindeydi.
Uzun zaman önce, Lucia yine böyle hissetmişti. Ona asla âşık olmayacağını kesin bir dille söylediğinde, kısa bir an için acısına bakmıştı.
O sırada derin düşünecek durumda değildi, bu yüzden o anı bir kenara itti. O kadar uzun zaman önceydi ki, o zamanki hissini neredeyse unutmuştu. Ama şimdi ağzında acı bir tat kalmıştı.
'Öyle düşünebilir miyim…'
Lucia'nın kalbi kelimeler için fazla doluydu ve suçluymuş gibi ağrıyordu. Acıttı ama hiç bitmeyeceğini umduğu bir acıydı.
'Ben... senin için bir anlam ifade ediyor muyum?' (Lucia)
Hugo sözlerini dikkatle seçtikten sonra ağzını açtı.
"Bana inanamayacağını biliyorum. Ve nedenini anlıyorum."
Hugo onunla çok hata yapmıştı. Sofia Lawrence ile karşılaşmalarından başlayarak ki o en kötüsüydü. Evlenmeden önce evrakları getirmiş ve özel hayatına karışmamasını söylemişti.
Can sıkıcı bulduğu için sadece nikah kıydı, ilk düğün gecesinde yalnızca kendi açgözlülüğünü tatmin etti ve onu dikkate almadı. Vücudunu baştan sona arayan kendisiydi.
"Deneyeceğim. O yüzden bana ılımlı bak."
'Neden? Neden ve ne sebeple deniyorsun?'
Lucia, yanıtlanmayan sorusu için sessizce ona baktı. Lucia'nın sessizliği uzadıkça, Hugo içini çekti ve arkasını döndü, elini saçlarından geçirdi.
Kıpırdanarak ona bakan Lucia'nın gözleri yavaş yavaş daha net ve parlak olmaya başladı.
'Bu bir heves mi?'
Diğer aşıklarına ne yaptığını bilmiyordu. Bir zamanlar en sevecen olduğu kişiye aşk sözlerini nasıl fısıldadığını bilmiyordu.
Lucia'nın gördüğü tek şey, sevgilisini kalpsizce reddettiği sahneydi. Ve bu sahne, temel bir korku olarak kalbinde derinden kök salmıştı. Bir gün Sofia Lawrence'ın yerinde olabileceğini düşündü.
''…Evliliğimizden önce ne olduğu umurumda değil.'' (Lucia)
"Gerçekten mi?" (Hugo)
"Buna hakkım yok."
''…''
Deliriyorum. Hugo nefesinin altından mırıldandı. Bundan daha güçlü bir duvar olabilir mi? Kendi etrafına çizdiği çizgiden bir an bile uzaklaşmadı.
"Sana inanıyorum." (Lucia)
"…İnanıyor musun…?"
"Bir sevgilin olursa bana söyleyeceğine ve gizlice buluşmayacağına inanıyorum. Sen sözlerini tut."
Hakikaten o bir cadıydı. Kısa bir zamanda onu bir uçurumdan aşağı itti ve sonra tekrar yukarı çekti. Hugo kendini kasvetli hissetti. Bükülmüş ipleri çözmek için nereden başlayacağını bilmiyordu. Bükülmüş ipleri çözmek yerine kesmeye yönelik önceki çözümleri bu durumda yardımcı olmadı.
"Neden sana güvenmemi istiyorsun?" (Lucia)
Hugo ne diyeceğini bilemedi. Nedenini düşünmemişti. Bir bahane bulmayı zar zor başardı.
''…Güvenmediğin biriyle aynı evde yaşayamazsın.''
Lucia onu tekrar sessizce izlemeye başladığında, Hugo bir hata yapıp yapmadığını merak ederek gerginleşti.
'Hiçbir fikrim yok.' (Lucia)
Biliyor gibiydi ama ama bilmiyordu da. Cevaba yaklaşıyor gibiydi ama aynı zamanda en başa dönmüş gibiydi.
'O benden…?'
Çok hafif bir şüpheydi ama Lucia bunun mümkün olduğunu düşünmüyordu.
Lucia, bir gün onun sevgisini alacağına dair beklentileri vardı. Ne zaman gerçekleşeceğini bilmediği belirsiz ve büyük bir arzuydu. Bu kadar basit olamazdı. Bu yüzden, neden böyle olduğunun nedenini ararken bu seçeneği hariç tuttu.
'Benden oldukça hoşlanıyor.'
Eylemleri sadece bir koca olarak saygılı olması değildi. Elbette, onu hoşnut gördüğünü ve ona iyi davrandığını biliyordu.
'Bana düşkün olduğu için mi güvene ihtiyacı var?'
O bir şövalyeydi, bir ailenin efendisi ve geniş bir bölgenin lorduydu. Güvenmediği birini yanına alamayacağı bir durumdaydı. Güven, diğeriyle paylaşıldığında tamamlanmış olur. Böyle düşündüğünde, tamamen olmasa da biraz anlayabiliyordu.
''Söylediğin şey… demek istediğin, bir koca olarak sadık olacaksın, bu yüzden sana güvenmeliyim, değil mi?''
Böyle söylediğinde, doğru gibi görünüyordu ama aynı zamanda değildi. Hugo parmağını tam olarak üzerine koyamadı, bu yüzden sadece başını salladı.
"Tamam yapacağım." (Lucia)
Cevabı kısaydı ve şimdiye kadar içinde bulunduğu şüpheyle çelişiyordu. Hugo ona şüpheyle baktı. Bir şey söyleyip onu tekrar sırtından bıçaklayacağından korktu.
"Nasıl yaptığına bağlı." (Lucia)
İşte yine, onun huzursuz beklentilerine ihanet etmedi.
''…Şakaysa, eğlenceli değil.'' (Hugo)
"Şaka yapmıyorum."
Aslında şaka amaçlı söylemişti ama o kadar ciddiye alınca utandı. Bu sözleri ihtiyatlı bir şekilde ağzından çıkardı, döndü ve ilerlemeye başladı.
Hugo dalgın gözlerle ona baktıktan sonra bir adım attı. Lucia'nın ona güvenmesi için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. İşlerin gidişatına göre, saçma sapan bir söylenti duyup fikrini değiştirip değiştirmeyeceğini merak etti.
'Fabian'ı çağırmalıyım.'
Fabian'ın bugün yine fazla mesai yapacağı aşikardı.
Ç/N: Lucia ha anladı anlayacak ha gayret asdfghjkl Ah o ilk Sofia karşılaşması olmasa
Hugo da çabalıyor ama şimdi Allah var 😌 Bu arada hikayenin kaç bölüm olduğunu soran bir arkadaş vardı. Herkesi bilgilensin diye genel yazayım dedim. 124 bölüm sürüyor hikaye. Ondan sonra da yan hikayeler olacak. Daha yarıladık sayılır diyelim biz 😇