under the oak tree 39. bölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
under the oak tree 39. bölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2021 Cumartesi

Under The Oak Tree - 39. Bölüm 

(Deneyimsiz Şövalye -1) 

Kavrayışın gücü Max'i çevirmek için yeterliydi. Riftan'ın kafası karışmış bir ifadeyle kendisine baktığını görünce şaşırdı ve onun kasvetli ruh halini hemen sezdi. Ama Max, Riftan'ın sadece birkaç dakika önce bir egzersizde çocukları denetlediğinden emindi…

"Eğer yanıma gelseydin seni çıraklarımla tanıştırmak için eğitimi yarıda bırakırdım, neden beni selamlamadan gidiyorsun?"

Max'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "B-ben seni rahatsız e-etmek istemedim..."

"… Beni hiç rahatsız etmiyorsun."

Eli hâlâ onun bileğini tutarken, dönüp adamlara baktı. Tahta kılıçlarıyla tarlada bir aşağı bir yukarı zorlu koşular yapmış olan çırakların hepsi nefes nefeseydi, terliydi ve pancar suratlıydı.

“İki tekrar daha ve sonra dinlenebilirsiniz! Hepiniz bir saat izin alıp antrenmana devam edebilirsiniz" diye bağırdı Riftan, yeri öpmek üzere olan çocuklara. "Ek binada dinleneceğim."

Sonra Max'in elini tuttu ve onunla birlikte Calypse kalesine doğru yürümeye başladı. Max, onu terk ettiği için özür dilemek ister gibi telaşlı bir bakışla Rodrigo'ya döndü. Ancak Rodrigo'nun çifti takip etmeye niyeti yok gibiydi. Sadece durdu, ellerini birbirine kenetledi ve başını saygıyla eğdi. Riftan ona bir bakış bile atmadan patikadan yukarı yürüdü.

"Yemek yemeye ne dersin?" birden sordu.

"Ah, ben z-zaten yedim... Az önce y-yemek salonuna gittim. Kahya bana şatoyu ge-gezdiriyordu ve seninle karşılaştığımızda ek binaya gi-gidiyorduk  diye kekeledi, onun bakışlarından kaçınarak.

Zamanı ve yeri değildi, ama düşünceleri ona ihanet etti - bir süre önce paylaştıkları samimi banyonun sinir bozucu okşamalarını hatırlatarak...

"B-ben d-dün rahatsız ettiğim için ö-özür dilerim," diye ağzından çıktı. İçten içe kendini uyardığı nedenler için, oldukça emniyetsizdi.

"Beni rahatsız etmek?" Adam yavaşladı ve şaşkın bir bakışla ona tekrar baktı.

"U-uykuya daldığım için... bi-birlikte yemek yiyemedik."

“…Uzun yolculuktan dolayı yorgundun. Özür dilemeye gerek yok."

Riftan sertçe cevap verdi ve patikadan aşağıya kesik adımlarına tekrar başladı. Max aceleyle peşinden koşarken göğsünün içini bir panik kapladı. Her şeyin yolunda olduğunu söylese de, içinde bir tedirginlik olduğunu biliyordu.

"A-ama sen de yo-yorulmadın mı... İş-işlerinin çoğunu sen ya-yaptığından..."

"En ufak yorgunluğum yoktu," dedi Riftan, anlaşılması zor bir şekilde, konuyu hafifçe kapatmak istiyordu. "Çünkü sürekli kıpır kıpırdın."

"Ne?"

Ardından Riftan, yanındaki kadının saflığını anlayarak kendi kendine içini çekti - banyodan sonra onun ne kadar tahrik olduğunu kadın anlamamıştı. Tabii ki uyumasını istemiyordu. Onu uykunun pençesinden kurtarmaya çalışmıştı ama yolculuktan dolayı gerçekten yorulmuş olmalıydı.

"Hiçbir şey değil. Kalenin etrafına baktığını mı söylemiştin? Bu sefer senin rehberin ben olacağım."

"Pe-pekala..."

Onu rahatsız edip etmediğini merak eden düşünceler, itaatkar bir şekilde onu takip ederken peşinden sürüklendi…

***

Riftan bahçe duvarını aşarak surlara tırmandı. Sonra eğildi ve sanki bir çocuktan daha ağır değilmiş gibi Max'i duvarlara çekti. Baktıkları yerden, engebeli tepelerin genişliğini, sarp kayalıkları, karşı yamaçta noktalı koyu yeşil bitki örtüsünü ve onları örtmek için uzanan baş döndürücü duvarları görebiliyorlardı.

"Her gün otuz ila otuz beş asker kalede devriye geziyor ve canavarların görülüp görülmediğini kontrol etmek için çevreyi araştırıyor. Birini görürlerse, diğer şövalyeleri uyarmak için trompet çalarlar. Şövalyeler sinyali duyduklarında canavarları bastırmak için hazırlıklarına başlarlar.”

Açıklamasını dinleyerek, Max vadinin yukarısındaki yüksek bir yere inşa edilmiş kaleye baktı ve basit yapısını gözlemledi.

Dört tarafında sağlam, yüksek bir duvar vardı. Şövalyeler için yatakhane ve eğitim tesisleri ana kapının yanında, ikinci kapının arkasında ise kale ve ek bina hizmetlilerinin ikametgahı vardı. Binanın arkasında, bir çivi gibi gökyüzüne uzanan sazlık, uzun bir kule duruyordu.

Max merakla baktığında, Riftan açıkladı.

"Ruth o kulede oturuyor. Dağlara daha yakın, bu nedenle acil durumlarda büyü yapmak için uygun bir yer."

Riftan'ın yüzünde bir kaş çatma belirdi, sonra ona döndü ve sesinden açıkça belli olan endişeyle, "Her ne sebeple olursa olsun ona yaklaşma. Ruth araştırmasını korumak için her yere tuhaf büyü çemberleri yerleştirdi ve ara sıra soruna sebep oluyor."

"O-o bir büyücü mü?"

Tekrar Riftan'a baktı, çocuksu bir ilgiyle dolup taştı. Daha fazla soru sormak üzereyken, Riftan konuşmayı başlattığı hızla bitirdi.

Devriye yolundan kalenin arkasına doğru yürüdü. Max onu takip etti, bazen bir tür büyü numarası görmeyi umarak kuleye gizlice baktı.

"Orada ahırları görebilirsin, orası ambar ve şu bina da yiyecek deposu. Herhangi bir uzun ve bitkin süren savaş durumunda, depo her zaman yeterli olandan fazlasını içermelidir.”

Monoton bir şekilde konuşmaya devam eden Riftan birden ona baktı.

"Sıkıldın mı? Bu konuda pek iyi değilim. Bir kadına nasıl davranılacağını bilmiyorum..." dedi aniden.

"B-ben sıkılmadım..." kendi kahkahası kulakları için biraz fazla tizdi.

Onun "kültürlü" bir adamdan ne kadar uzak olduğunun oldukça farkındaydı. Okuma tutkusu olmayan ve soylu kadınlarla zarif sohbetler yapmaktan sık sık yoksun olan biri olduğunu tahmin etti.

Yine de, bir gecede birdenbire bir erkeğe dönüşmedikçe, kadınlar konusundaki deneyimsizliğine inanmak da zordu.

O zaman, krallığın güzellerini kendinden geçirecek kadar cesur ve güçlü bir üne sahip güzel görünümlü bir adam olarak, yirmi sekiz yıllık ömründe... hiç bir kadın tarafından baştan çıkarılmadığını mı ima ediyordu?


Ç/N: Benim gibi böyle hikayelerde karakterlerin yaşlarını öğrenmeye takıntıklı mısınız siz de acaba 🙈 Hep kafamda bir zaman çizelgesi oluşturmaya, neyi kaç yaşında yapmış olduğuna falan dikkat ederim.. Mesele Riftan şu an 28 yaşındaymış, Max ile evlendiklerinde de 25 yaşındaydı o zaman.. Lord olup bu toprakları yönetmeye başladığında da 18 yaşındaydı.. Hehehe aklımızda bulunsun ileride Maxi'nin yaşını da tespit ettiğimde  yazıcam 

Önceki Bölüm                                                                                                Sonraki Bölüm