Meşe Ağacının Altında - 15. Bölüm
(Çarşafların Altında)
"Ah, hayır... Öyle değil..."
"Değilse, bu da ne oluyor? Başka biri var mı?"
Max'in sözlerinin ardındaki anlamı kavraması biraz zaman aldı. Birkaç dakika boyunca, sersemlemiş halde sadece yanan gözlerine baktı, ne yazık ki sessizliği terse yoruldu, Riftan yanlış anladı.
Sesinde hırlamayla, küçümseyici bir şekilde konuştu. "Orada ölümüne savaşıyordum ve sen burada başka bir adamla mı birliktesin?"
"Ah, hayır, hayır! Ah, yapmadım!”
Neredeyse sürünürcesine bir tereddütle verdiği yanıt, gücünü hafifçe elinden aldı. Hâlâ ikna olmamış bir şekilde, sorularını şiddetle ona yöneltti.
"Öyleyse ne demeye boşanmaktan bahsediyorsun?!"
"Geri döndüğünde ben... ben boşanmak isteyip onunla evleneceğini düşündüm... o yüzden..."
"Onunla?" Bir an düşündükten sonra, onun saçmalıklarını anlamayı başardığını umarak sertçe ekledi. "Agnes?"
Adın anılmasıyla Max'in gözleri büyüdü. Verebildiği tek cevap çaresiz bir baş sallamaydı.
Ama önündeki asık suratlı adam, bir küfür savurup başını sertçe ovuşturdu, görünüşe göre kırgındı.
"Bir sürü işe yaramaz söylenti yayan bir grup aptal insan." kendi kendine mırıldandı. Yanına gidip yatağına oturdu. Kısa bir süre sonra, rahat ve kolaylıkla onu kucağına koydu.
Ani hareketleri Maximillian'ı şaşırttı; refleks olarak bacaklarını yaklaştırdı. Riftan nazikçe ve sevgiyle onun yüzünü iki elinin arasına aldı ve yaklaştı. Kafası karışmış Max'in hissettiği bir sonraki şey, nemli dilinin onun gözlerindeki nemi yalamasıydı. Kirpikleri titredi ve gözlerini kapattı.
Acele etmedi, gözyaşlarını birer birer sildi. Sıcak nefesi yanaklarını gıdıkladı, dudakları karşılık olarak titredi, nabzı hızlandı. İçgüdüsel olarak yumuşak bir mırıltı çıkardı.
Onun ihtiyatlı ve sarsılmış halini hisseden Riftan derin bir nefes verdi ve bir kolunu beline sardı.
"Ne duydun bilmiyorum ama teklifi geri çevirdim."
"Reddettin?"
Gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı; sesi bir nota yükseltti.
"Emin olabilirsin! Böyle çılgın bir teklifi kabul edeceğimi mi sanıyorsun?”
'Çılgın teklif' de ne demek?! Dünyayı kurtaran bir savaşçıya güzel bir prenses sunmak nasıl delilik olur?!
"Aklı başında kim evli bir adama evlenme teklif eder ki? Bu hikayeyi duyduğumda, bu kralın deli olduğunu düşündüm.”
"A- ama..."
“Her kimse Tanrı'nın önünde kutsal yeminini değiştirirse, onu kendi ellerimle hadım ederim. Böyle etik olmayan bir şey yapacağımı nasıl düşünürsün?”
O ciddi mi?
Aynı anda hem şaşırmış hem de utanmış bir şekilde ona baktı. Şövalyelerin inanca değer verdiğini sık sık duymuştu ama bu adamın da şövalyeliğe inancı var mıydı?
Onunla zorunlu evlilik için kraliyet ailesinin bir parçası olma altın şansını geri tepti! Bir kraliyet üyesiyle evlenmek ona yeni bir unvan, kraliyet onuru ve büyük bir çeyiz kazandıracaktı. Ve bununla da bitmedi. Oğlu doğal olarak taht hakkına sahip olacaktı.
Bu nedenle, Agnes'in verebileceğini veremeyen karısının, kararını saf bir delilik olarak görmesi doğaldı.
Bu adam... aklını kaçırmış.
Ancak o zaman bu adamın yeminlerini ciddiye aldığını ve onu onurlandırmak için her türlü niyeti olduğunu anladı.
Hepsinden önemlisi, art niyeti yoktu. Onun sözleriyle, onu sadece karısı olarak gördüğü için alıyordu. Max şokla bocaladı ve inanamayarak dişlerini sıktı.
"A- ama..."
Bu kişinin aklı başında mı? Belki de neyi kaçırdığını bilmiyordur.
Şu anki durumunu unutarak, konuşmalarına derinden dahil olduğu için cüretkar bir şekilde karşı çıktı.
“Şey, gerçekten… Ama, uh, biliyorsun, sorun değil. Ah, Agnes, çok ama çok güzel bir kadın, zengin bir kadın."
"Agnes'le hiç tanıştın mı?"
Ürktü. Tek hamlede reddetmesini delilik olarak adlandırmakta çok mu aceleciydi?
“Şahsen, uh, onunla hiç tanışmadım, ama…”
"Güzel olup olmadığını nereden biliyorsun? Peşimden bir toy gibi gelen deli bir kadından hoşlanmam.''
Ah, kraliyet ailesi hakkında böyle konuşmak doğru mu?
Max ona baktı, yüzü şaşkınlıkla doluydu. Tam o sırada Riftan aniden elini kaldırdı, kız şaşırdı, yine elinin vurmasını bekledi. Ama olmadı, başparmak yanaklarından kalan gözyaşlarını sildi.
"O saçma dedikoduyu unut. Her şeyden önce saray hayatı bana uymuyor. Prensesin koca evinde yaşamak istemiyorum."
"A-ama..."
"Bu kadar ama yeter! Söylentiler sadece bir bahane mi ve sen bu evlilikten gerçekten mutsuz musun?” Adamın gözlerinde tehlikeli bir parıltı parladı.
Aceleyle başını salladı, yüzü tekrar aydınlığına kavuştu.
"Yeter artık. Bu saçmalığı bir daha gündeme getirirsen, bir dahaki sefere buna müsamaha göstermem.”
Gözlerini faltaşı gibi açtı 'Kabul ettin mi? Neden bahsediyorsun?'
Kendi kendine homurdanırken, aniden adamın elinin küçük sırtına dokunduğunu hissetti, yavaş yavaş keşfetmeye başladı. İçgüdüsel olarak sertleşti. Eli yavaşça aşağı indi ve onu örten çarşafların altını kazdı.
Ç/N: Geliyor gelmekte olan hazır mısınız? ᘳ⇀‿↼ᘰ
Ya riftan sendeki bu sevişme arzusu tavşanlarda yok be
YanıtlaSilAdam aylarca kadın görmemiş normal değil mi dhjd
SilKadın görmemiştim değil maxi görmemiş
Sil🤣🤣 çok güldüm yorum. Ama haklısın 🤭
SilStart verildi ve Riftan başladı😅🤣
YanıtlaSilHazırrrrr BAŞLA RİFTAN SALDIR ÇOCUM
YanıtlaSilBunu görünce aklıma gelecekten bir an geldi. Spoi vermeyeceğim elbette ama Riftan'ın tavşanlar gibi sevişgen bir herif oluşuna alışın bence 🤭
YanıtlaSil