6 Kasım 2021 Cumartesi

Under The Oak Tree - 35. Bölüm 

(Maxi Uyuma) 

Riftan sağ elini sabunla köpürttü ve dairesel hareketlerle Max'in bağrını hafifçe ovuşturdu. Hoş olmayan bir his değildi, ama Max alçakgönüllülükten geri çekildi. Ancak bu, elinin gezinmesini engellemedi.

Max onun sağ kalçasını sıktığını hissedince gözlerini kapadı. Max'in omuzlarına dökülen, sarmaşık gibi dolanan uzun saçlarını dikkatlice yıkarken, vücuduna sabun köpürtmeye ve kaslarına masaj yapmaya devam etti. Yavaş yavaş, Max'in gergin ve ağrıyan vücudu gevşemeye başladı.

"Benim saçımı da sen yıka."

Dedi Riftan Max'in kafasındaki köpüğü durularken. Max'in yorgun gözleri yarı kapalıydı ve cevap vermeyince Riftan kastil sabununu alıp kendi saçlarına sürmeye başladı. Kızın uzanıp saç derisine masaj yapmasını kolaylaştırmak için başını eğdi. Max yaklaştıkça, Riftan'ın sıcak nefesinin yüzüne çarptığını hissetti.

Biraz utanan Max, çekingen hareketlerle saçlarını yıkamaya başladı. Onu şaşırtarak, Riftan diliyle köprücük kemiğindeki su damlacıklarını yavaşça yalayarak ilerledi. Max aniden bahçeye çıkıp babasının büyük av köpeğiyle oynadığı çocukluğuna geri döndü.

Şimdi Riftan'ı yıkamak, babasının yüzünü yalayan köpeğini yıkadığı için çok tanıdık bir deneyimdi.

"Gözlerime sabun kaçtı."

Riftan şikayet ederek yüzündeki sabunu elleriyle ovuşturdu. Max bu hareketine neredeyse gülecekti. Onu neredeyse.. sevimli buldu.

Kepçeye su doldurmaya devam etti ve Riftan raftaki su ısıtıcısını alıp küvete biraz daha sıcak su dökerken saçındaki köpüğü duruladı. Sıcak banyoda geçen her dakika, Max'in aşırı çalışan kaslarını daha da uyuşuk hissettiriyordu. Uyuklamaya başladığını hissedebiliyordu ve çok geçmeden omuzları suya daha da battı. Uyuşukluk içinde Max, vücudunda dolaşan ellerden hem beklenti hem de gerginlik hissedebiliyordu.

İyi hissettirdiğini inkar edemezdi.

"Maxi"

Kulaklarında, bir kedinin memnun mırıltısı gibi tembel bir inilti duydu. Onun sarkık vücudunu gören Riftan başını onun göğsüne dayadı. Vücudunda gıdıklayan ama yakıcı bir his hissederek, Max de ona yaslandı, Riftan'ın atan kalbi kulaklarına sakin bir ninni gibi geliyordu. Sesi dinlerken göz kapaklarının ağırlaştığını hissetti.

"Maxi... Uyuyor musun?" dedi Riftan, kızı kollarında hareketsiz görünce.

“…”

"Hey, hey..."

“…”

"Yok canım? Şimdi uyuya mı kaldın?"

Max küvetten çıkarıldığını zar zor hissetti. Soğuk hava ıslak vücuduna çarptığında bilinçsizce titredi. Max birinin ıslak saçlarını ve vücudunu kuruttuğunu hissetti ve ardından onu ılık, hafif kokulu bir battaniyeyle örttü. Boyunca, yanmaya devam ederken ateşin rahatlatıcı sıcaklığını hissedebiliyordu.

Hatırladığı son şey, Riftan'ın vücudunu okşama hevesiydi.

***

Max aniden kıpırdandı, soğuğu hissetti ve başının soğuk ve nemli saçlarıyla uyandı. Soğuk hava onu sararken gözlerini ovuşturarak vücudunu yataktan güçlükle kaldırabildi. Max, kaşmir battaniyenin zar zor örttüğü çıplak vücuduna baktı. Bir an için dün gece ya da sabahın erken saatlerinde ne olduğunu hatırlayamadı.

“Tabi ki dün  Anatol'a geldik...”

Max, yeni evinin burası olduğunu merak ederek etrafına bakındıktan sonra, Riftan'la banyo yaparken üzerine çöken yorgunluktan uyuyakaldığını hatırladı.

Ancak oda boştu, geniş yatakta onun için saklanmıştı.

Ama sonra sadece küllerin kaldığı şöminenin yanında Riftan'ın cübbesini gördü. Max oturdu ve hemen pencerenin yanındaki rafta katlanmış bir önlük gibi görünen bir kıyafet değişikliği fark etti. Çarşafı vücuduna sardı ve yataktan kalktı ve parmak uçlarında yükseldi, yüksek rafa ulaşmaya çalışırken, aniden kapı çaldı.

"Evet? Evet?!"

Max kendine bile tuhaf gelen kendinden emin bir sesle cevap verdi. Kapının diğer tarafından yumuşak bir ses cevap verdi.

"Rahatsız ettiğim için üzgünüm hanımefendi. Biraz yakacak odun eklemem gerekiyor…”

"Oo elbette. Be... ben uyanığım. Gi-girebilirsin."

Onaylaması üzerine, uzun boylu ve zayıf bir hizmetçi kapıyı açtı ve içeri girdi. Genç bir kız olmamasına rağmen, içinden o gençlik ve özgüven karışımı sızıyordu. Max onun otuz yaşlarında olduğunu tahmin etti.

"Ben Rudys Ain, hizmetinizdeyim hanımefendi."

"Ma-maximilian Cal-calypse. Ta-tanıştığıma memnun oldum. ''

Max kekelerken bile hizmetçi kibarca cevap verdi ve sakince, "Dün çok geç vardığınızı ve akşam yemeğini yiyemediğinizi duydum. Yemek hazırlamamı ister misin?"

Max kendisinin aç olduğunu tahmin bile edemezdi. Gözlerinin önünde her şey çok hızlı olmuştu.

Şu anki uygun olmayan giyim durumunu hatırlayan Max aceleyle, "Ondan önce giyinmem gerekiyor," dedi.

"Lütfen bir dakika bekleyin hanımefendi. Üzerini değiştirmenize yardım edeceğim," dedi hizmetçi aniden.


Ç/N: Ahahahah garibim Riftan, çok güldürüyor Maxi'nin uyuya kaldığı bu kısım beni 
(๑˃́ꇴ˂̀)

Önceki Bölüm                                                                                              Sonraki Bölüm

6 yorum:

  1. Kızım uyuya kalacak zaman mıydı ama olsun huzura erdin o yüzden bu seferlik bisi demicez lol jnfn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahahaha evet yorgun olduğundan bir şey demiyoruz hadi asdfghjk

      Sil
  2. Onaylaması üzerine, uzun boylu ve zayıf bir hizmetçi kapıyı açtı ve içeri girdi. Genç bir kız olmamasına rağmen, içinden o gençlik ve özgüven karışımı sızıyordu. Max onun otuz yaşlarında olduğunu tahmin etti. 34 yaşında olan ben buna güldü sjejekdkdkhdb

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahdg bu çok iyi bir yorum kendimi buldum

      Sil
  3. Riftan istediğini bulamadı garibim

    YanıtlaSil
  4. riftanın hevesi kursağında kaldı

    YanıtlaSil