Under The Oak Tree - 57. Bölüm
(Max'in Kararı -1)
"Daha yeni iyileştiniz, bu yüzden dışarıda çok uzun süre kalmayın."
"Sa-sadece kısa bir yü-yürüyüş." Rudis'e gülümsedi ve uzaklaştı.
Gerekmedikçe nadiren konuşan sessiz ve sakin hizmetçi, bir gün yavaş yavaş bir kız kardeşin yapacağı gibi onun için telaşlanmaya başladı. Tek yaptığı endişeyle sınırı aşmadan bir iki kelime söylemekti ama bu Max'in kalbini ısıtmaya yetmişti.
Burası gerçekten… benim evim mi… yuva?
Gözleri Calypse kalesinin etrafında parıldadı, bu fikir aklına Croix şatosundaki hayatını getirdi. Bütün hayatını orada geçirmişti, ama oraya duygusal olarak bağlandığı hiçbir şeyi yoktu. Hiçbir insan, yer ya da herhangi bir şey, orayı uzaktan özlemesine neden olamazdı. Bir zamanlar onu çok uzun süre koruyan ama ona "ev" demeyi başaramadığı -çünkü asla bir ev gibi hissetmedi- soğuk bir kaleydi.
Hayatını geçmişinden tamamen farklı yeni şeylerle doldurabileceğini umuyordu. Bu kaleyi ve insanlarını seveceğini ve burada sevgiyi bulacağını ve burayı evi yapacağını umuyordu. İçinde patlayan acınası, ufacık bir umut, kalbinin sıkışmasına neden oldu.
Gerçekten mümkün mü?
Croix'den ayrılmak, onun tamamen farklı bir insan olduğu anlamına gelmiyordu. Hala aptal ve önemsiz olarak nitelendirdikleri kekemeydi. Bir gün Riftan da işe yaramaz olduğumu anlayacaktı. O zaman her şey değişebilirdi. Onun aşk dolu, sevecen dokunuşunu ya da yakıcı bakışını kaybetme düşüncesiyle kanının donduğunu hissetti. Ya aniden babama dönüşürse ve...?!
"Hanımım? Bence hala hastasınız...''
Rudis ona bakarken endişeli görünüyordu. Max, sanki bu hareket, onu rahatsız eden olumsuz düşünceleri kovmak için yeterliymiş gibi, başını salladı. "Be-ben iyiyim. Bi-bir fincan sı-sıcak çay istiyorum.''
"Hemen bir tane hazırlayacağım."
Max bu anı kendini toplamak için kullandı. Vermesi gereken bir karar vardı. Korkularının gün ışığını asla görmemesini istiyorsa, Croix kalesinin salonlarının unutulmaz geçmişinin, azar işiten Maximilian'ın ve tanıdık olmayan geleceğin ötesinde, büyük bilinmeyenin çok ötesine geçmeliydi. Kalbinin içinde bir kararlılık, sabırlı ama daha çok çelik gibi yanıyordu.
Değiştirebilirim. Bir hanımefendi gibi davranmaya başlamalıyım. Onun için güvenilir bir ev sahibesi olacağım.
***
Ertesi gün, Max tamamen iyileşmişti. Henüz tam gücünü geri kazanmamış olsa da, kendini bitkin hissediyordu.
Bu gün, bir ziyaretçisi vardı - Tüccar Aderon. Her zamanki çekingen Max olsaydı, toplantıdan kaçınırdı, ama bugün yerine getirme niyeti vardı.
Tereddüt etmeden tüccarla bir araya geldi ve Büyük Salon'un planlarını tartıştı. Birkaç soru sormadan önce sözünü kesmeden onun açıklamalarını dikkatle dinledi. Uzun süre düşündükten sonra, Büyük Salon'daki ziyafet salonunun zeminine hafif yeşim tonlu beyaz mermerler koymaya ve tüm pencereleri zarif camlarla döşemeye karar verdi. Tüccar, ayrılmadan önce, loncadan işçiler getireceğine ve ertesi gün işe başlayacağına dair güvence verdi.
Bu kararla birlikte, Aderon'dan az önce aldığı işlem bildirimiyle kütüphane için bir kestirme yol yaptı. Birkaç ağır kitabı gözden geçirdi ve Rodrigo'nun nasıl yaptığını hesap defterlerine kaydetmeye çalıştı. Öğeleri beceriksiz, neredeyse betimlemeyen el yazısıyla yazmayı bitirdiğinde, güneş ufka doğru alçalmıştı.
Bu telaşlı ve yoğun program günlerce devam etti, çünkü tamir edilmesi gereken birçok yer vardı ve satın alması gereken şeylerin sonu yok gibiydi. Her gün sabahın erken saatlerinde Aderon ile buluşarak, donanım ve yetenek gerektiren alanlarda rehberlik etti. Daha fazla ek çevre düzenlemesi satın aldıktan sonra, işçilerin düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol ederdi.
Öğleden sonra, Aderon'un kasvetli bahçeyi süslemek için ayarladığı peyzaj mimarı ile bir araya geldi ve ardından mühendisler, parmaklıklara ve pencere çerçevelerine oyulacak desenler hakkında fikir alışverişinde bulundu. Günü yoğun iş temposundan bitkin düşen Max, gecenin geç saatlerine kadar bir dizi eşya cümlesiyle boğuşacaktı. Endişesi, çabaları için rehberlik ve belirsizlik eksikliği ile yığıldı.
Endişeli Rudis onu, "Hanımım, çok yorgun görünüyorsunuz. Biraz dinlenmelisiniz...'' diyerek tatlı sözlerle ikna etmeye çalıştı.
"Be-ben iyiyim," derdi hemen.
Max, ekibin görev bilinciyle taş levhaları çıkardığı ziyafet salonunu kontrol etti ve sonra üst koldan gelen eşyaları dizginlemek için doğrudan birinci kata indi. Sanki bir işaretmiş gibi, Aderon ve işçileri büyük bir arabayı kaleye çektiler. Kalenin hizmetlileri, valizleri vagona boşalttı ve dikkatlice kaleye taşıdı.
''İşlem için gerekli olan bazı mermer plakalar ve aletler.''
"Pe-pencereler ne o-olacak...?"
"Anatol'daki üst kolda o kadar cam yok. Kaliteli cam elde etmek için onu başkentten veya Libadon'dan sipariş etmeliyiz. Şimdilik, yakındaki bir şubeden toplu miktarda cam satın alıp alamayacağımızı görmek için bir telgraf göndereceğim.''
Kibarlıktan çıkmış gibi görünen sözlere neredeyse teşekkür ederek cevap verecekti.
Sonra Max, kendi başına bir iç çekerek onu oturma odasına götürdü. Gayretli tüccar, hizmetçi ona bir fincan çay bile getiremeden yenilemelerin zamanını ve maliyetini açıklamaya başladığında, köklü bir köle gibi davranıyordu.
Max her ayrıntıya dikkat etmeye, hiçbir şeyi kaçırmadan söylediklerinin her santimini kavramaya çalıştı. Ancak Aderon, yabancı para adlarının bir karışımını kullanmaya başlar başlamaz, kafası gitgide daha da karmaşık bir hal aldı. Tüm hesaplamaları yakalamaya çalışırken çok terledi. Bir Soldem 20 Liram, 20 Liram 240 Dirhem, 240 Dirhem 12 Dinar ve 30 Dinar eşittir….
"Aman Tanrım, az önce çok heyecanlandım. Lütfen beni mazur görün!"
Tüccar, başının patlamak üzere olduğunu hissettiğinde, başıboş dolaşmayı bıraktı. Ona dar bir gülümseme gönderdi.
"Ha-hayır, sorun de-değil."
"Sanırım büyük Lord Calypse'in kalesinin yeniden dekore edilmesine katkıda bulunma düşüncesi beni çok heyecanlandırıyor."
"Te-teşekkür ederim, böyle dü-düşündüğün için..."
Ç/N: Maxi gel bizim evi de yenile miniğim ama param yok parayı kocan Riftan beyden alırsın artıkın \(★^∀^★)/
Kız kazıklanacakmış gibi hissediyorum umarım yanılırım.
YanıtlaSilYa git yaşlı kahyadan yardım iste maxicim, paralar gidecek, Riftan kaç seferde kac ejderha ininden kazandı aldı o paraları kolay mi o kadar harcamak -cemre
YanıtlaSil