28 Aralık 2021 Salı

 Lucia - 48.2 Bölüm 

Doğru & Yanlış (3)

"Yani... demek istediğin, Damian senin abinin oğlu."

"…Doğru."

Hugo, kimin abi, kimin küçük kardeş olduğunu tam olarak bilmiyordu. Hiçbir zaman bir sorun olmamıştı ve hangisi olursa olsun, her türlü kardeştiler, bu yüzden kimin daha büyük veya daha genç olduğu konusunda asla bir tartışmaları olmadı.

Hugo bunu sıralamak zorunda kalırsa, ölen kardeşi, küçük bir kardeşten ziyade büyük bir abiye daha yakındı. Üstünlük ya da güç yüzünden değildi. Kardeşiyle tanıştıktan sonra, insanlar arasındaki ilişkinin öyle her zaman zorla ayrılamayacağını öğrendi.

"Sen... Damian'a daha sonra söylemeyi düşünüyor musun?"

"Önce çocuk bana sormadıkça, söylemeyi istemiyorum."

''Ah… o zaman, ben de sırrı saklayacağım.''

Lucia ciddiyetle başını salladı.

'Öyleyse, Damian onun gayri meşru çocuğu olmadığına göre Damian'a böyle davranılması için bir sebep yok.'

Sonra biraz daha düşündü.

'Önceki Dük'ü öldüren zalim kişinin oğlu olarak bilinmektense Dük'ün gayri meşru oğlu olarak bilinmek daha iyidir.'

Lucia içinde bir anlaşmaya vardı.

"Batı kulesi olayını duyduğunda garip düşündüğünü biliyorum. Olay, bilinenden biraz farklı gerçekleşti. O adam çıkmaza girdi ve kaçınılmaz bir seçim yaptı. Önceki Dük kendi ektiğini biçti.''

Lucia'nın gözleri büyüdü. Lucia Hugo'nun konuşma tarzından birkaç şeyi anlayabiliyordu. Meşhur bir rivayete göre doğumda terk edilen ikiz kardeşi intikam için geri dönmüş ve biyolojik babasını öldürmüştü.

Ama sözde hiç tanışmadığı kardeşine yakınlıklarını ifade ederek 'o adam' dedi ve ölen babasından bahsederken ise 'önceki Dük' dedi ve 'kendi ektiğini biçti' ifadesini seçti.

Lucia bu söylentiyi ilk duyduğunda, ölü dükün kendi çocuğunu terk edebilmek için yaptığı acımasızlığı düşündükçe ürperdi. Kesin detayları bilmiyordu ama nedense abisinin davranışlarından en ufak bir rahatsızlık duymuyordu.

"Abinle yakınsın anlaşılan."

Hugo biraz duraksadıktan sonra başını salladı.

"Oldukça yakın?" (Lucia)

"…Çok." (Hugo)

Lucia'nın kalbi köpürdü. Aile diyebileceği kimsesi olmadan yalnız değildi. Kardeşi artık bu dünyadan olmasa da, bir zamanlar sevgiyi paylaştığı bir aile üyesi vardı. Çocukluğunun yalnız geçtiği düşüncesi Lucia'nın her zaman zihninde ağırlık oluşturmuştu ve kalbini açtığı birisinin olduğu gerçeği Lucia'nın kalbini sıcak bir rahatlama duygusuyla doldurdu.

"Ve böylece Damian'ı kendi oğlun yaptın. Çünkü o, kardeşinin tek kanı.''

''…Tam olarak öyle değildi ama sebebin bu olmadığını da söyleyemem. Kardeşim ve Damian ile ilgili bir sürü karmaşık konu var ama sana her şeyi anlatamam. Demek istediğim, sen olduğun için sana söylemek istemediğimden değil, ama hiç kimseye söylemek istemiyorum. Bunlar öldüğümde bile ortaya çıkarmak istemediğim şeyler.''

Sözleri her zamankinden daha uzundu. Lucia yaklaştı ve elini onun elinin arkasına koydu.

"Tamam. Bana ne yapabileceğini söylemen yeterli.''

Bazen insanların öleceği güne kadar kalplerine gömdükleri sırları vardı. Sevdikleri birine ya da ailelerine olsun, asla paylaşmayacakları bir sır. Lucia'nın da böyle bir sırrı vardı. Geleceği bir rüyada gördüğü, başka bir adamla evlendiği ve böyle yaşadığı gerçeği, hayatının geri kalanında kalbine gömeceği bir sırdı.

"Sırrını bilen biri sana acı veriyorsa, kimseye söylemene gerek yok."

Hugo'nun ona bakışları titredi.

''…Ama sır… acı çekmene neden olabilir.'' (Hugo)

''Bu olursa, cevaplar için sana döneceğim. O zaman tekrar düşünebilirsin. Bana söyleyip söyleyemeyeceğini bir düşünürsün.'' (Lucia)

"…Tamam öyle yapacağım." (Hugo)

Kollarından tuttu ve onu kucağına çekti. Sıkıca sarıldı ve çenesini onun küçük omuzlarına yerleştirdi. Lucia kollarını onun sırtına doladı ve başını onun omzuna yasladı. Bir süre tek kelime etmeden birbirlerine sarılmaya devam ettiler. Bir diğerine ve kendilerine verdikleri bir rahatlıktı bu.

''Damian senin oğlun ve aynı zamanda benim oğlum. Bu değişmeyecek. Bu doğru değil mi?''

"Mmm."

''Damian, ebeveyninin sevgisinden doğan bir çocuk mu?''

"Öyle duydum."

"O zaman Damian büyüdüğünde ve anlayacak yaşa geldiğinde, ona haber ver. Çocuğa da iyi gelecektir.''

"…Tamam."

Hugo'nun geniş göğsüne yaslandı ve hafif bir utanç duygusu hissederek yüzünü omuzlarına gömdü.

'Neden böyleyim...'

Geçmişte sevdiği bir kadından hiç çocuğu olmamış olması, anne babasını gerçekten tanımayan Damian'a duyduğu şefkatten daha büyük bir keyif veriyordu. Damian kalbi için çok değerliydi, daha önce Damian'ın gerçekten onun oğlu olduğunu düşündüğü zaman da olsa, şimdi de gerçeği bildiği için duyguları değişmemişti.

Ancak bazen Damian'a baktığında öz annesinin kim olduğunu merak etmekten kendini alamamıştı ve Hugo'nun çocuğunu doğuran kişiyi merak etti. Aynı zamanda, ona bir çocuk doğuramayacağı düşüncesi kalbini sızlattı. Artık onun bir çocuk için duyduğu isteksiz sözlerini, bunu bir 'iz' olarak tasvir etmesini anlayabiliyordu.

Bu onun samimiyetiydi. Yüreğinde sırlar ve yaralar vardı. Soğuk kalpli bir baba ve o babayı öldüren bir abi. Arkasında bir kan bağı bırakırsa aile geçmişinin yeniden ortaya çıkmasından korkabilirdi.

Tıpkı rüyasında gelecekten nasıl korktuğu ve kendini kısırlaştırmayı seçmesi gibi.

'Kendi çocuğuma anne olamayacağım.'

Belli belirsiz vazgeçmişti. Hala bir şans beklentisi olsa da, Hugo'nun isteksizliğinin nedenini öğrendikten sonra vazgeçmesi anlaşılabilir bir şeydi.

Yaralarının iyileştiği ve baba olmaya hazır olduğu bir gün gelebilir ya da o gün hiç gelmeyebilir ve sonsuza kadar aynı kalpte kalabilirdi. En kötü senaryoyu düşünmek kalp için daha kolaydı.

'Ama ben anne oldum.'

Onu karnında taşımasa da Damian onun oğluydu. O, kederli kalbini özenle düzene koydu. Lucia ruh halini değiştirmeye çalıştı ve göğsünden uzaklaşarak Hugo'ya baktı.

"Damian'ın bir şekilde sana benzemediğini düşünmeme şaşmamalı."

"Bir süre önce tam olarak bana benzediğini söylemedin mi?"

"Görünüşü, evet. Ama içerisi tamamen farklı. Damian nazik ve tatlı. Ama nazik ve tatlı kelimelerin sana yakıştığını düşünmüyorum, sence de öyle değil mi?''

Hugo mutsuz bir surat yaptı, sonra sırıttı, yüzünü çenesinden tutarak kaldırdı ve dudaklarına bir öpücük kondurdu.

"Onun yerine sana karşı nazik ve tatlıyım."

Tatlı konuşması şaşırtıcıydı. Lucia'nın kalbi gıdıklandı ve kahkahalara boğuldu. Hugo "Bu kadar komik olan ne?" diye sorar gibi yüzünün her yerini öpmeye başladı ve Lucia bu sefer gerçekten gıdıklandı ve yeniden gülmeye başladı.

"Damian'ın sana ne kadar benzediğini görünce, merhum kaynım tıpatıp sana benziyor olmalı. Ne kadar hayranlık verici. Senden iki tane vardı.''

"Neden 'iki'yim? O adam dışarıdan iyi görünüyordu ama içi tamamen…''

Lucia'nın onu parlak bir şekilde izlediğini görünce, cümlesinin sonunu geveledi.

''…biraz zayıf fikirliydi…''

Lucia, bunu 'güzel' kelimesinin farklı bir ifadesi olarak aldı. Beklendiği gibi, Damian sevimli ve tatlıydı, gerçek babasına benziyordu.

''Rahmetli kaynımın adını sorabilir miyim?''

Bir süre hiçbir şey söylemeyince, ''Bana söylemesen de olur'' diye ekledi.

''…Hue.''

"Vay canına. Seninkine benziyor."

''Neresi benziyor?''

"Hue, Hue, Hugh. Hızlı söylersen kulağa benzer geliyor.''

''…''

"Hugh. Senin adın ve kardeşininki birbirine benziyor.''

Hugo'nun bakışları ciddi anlamda titredi ve kollarını ona doladı.

"Vivian."

"Evet."

"Vivian."

"Evet."

'Eğer bu kadın giderse, belki de ölürüm.'

Hugo kalbinin artık kendisine ait olmadığını fark etti. Titreyen kalbi acı verici ama aynı zamanda tatlıydı.

Ç/N: Çok yürek ısıtıcı bir sondu (〒﹏〒) Lucia kardeşiyle aynı şeyi söyledi Hugo'ya isim konusunda fark ettiniz miii 

Önceki Bölüm                                                                                                 Sonraki Bölüm

3 yorum:

  1. Kalbi artık ona ait değilmiş 🥺 bebekler sizi

    YanıtlaSil
  2. Oooo "Eğer bu kadın giderse ölürüm",
    İçim cız etti

    YanıtlaSil
  3. Ya böyle şeyler hem çok hoşuma gidiyor hem de aynı derecede gıcık ediyor. İkisi de birbirine deli gibi aşık ama kadın (haklı olarak) adama aşkını ilan ederse terk edileceğinden korktuğu için itiraf edemiyor, adam da kadının ona asla aşık olmicanı söylediği için eğer aşık olduğunu söylerse onu kaybedeceğini düşündüğünden itiraf edemiyor. Hem çok sevimli hem de çok yorucu ya (*.*)

    YanıtlaSil