30 Aralık 2021 Perşembe

 Lucia - 54.1 

Taran Dük'ünün Aile Doktoru (4)

Hugo Lucia'nın hasta olmasından nefret ediyordu. İnsanlar sağda solda ağızlarını açarak ona karısının durumunun normal olmadığını söylediler. Bir papağan misali, doktor Anna'nın söylediği tek şey tedavi aradığıydı. Gerçekten de yaşlı adamın tıbbi becerileri diğer insanlardan farklı görünüyordu.

"Bu doktorla görüşmeye hiç niyetim yok. Onunla tanışma fikrinden hoşlanmamakla kalmıyorsun, aynı zamanda istemiyorsun da. Haklı mıyım?" (Lucia)

"…Haklısın." (Hugo)

"Bu doktor geçmişte sana zarar vermiş olabilir mi? Etrafında bu kadar sevmediğin birinin olması için bir sebep var mı?''

Hugo'nun Philip'i hayatta tutmasının birkaç karmaşık nedeni vardı. Bunun en büyük nedeni, kardeşinin hayatını ona borçlu olmasıydı.

"Ona bir hayat borçluyum. Kardeşim onun sayesinde birkaç kez kurtuldu.''

Tabii ki, ikincil bir sebep vardı. Philip, Taran Ailesinin tüm kirli çamaşırlarını biliyordu. Philip'in varlığı, Hugo'nun içindeki karanlığı unutmamasını sağladı. Philip'in öldüğü güne kadar Hugo, tabanlarının kuma basması rahatsızlığıyla yaşamak zorunda kaldı.

Hugo, kendisine ceza olarak ve merhum kardeşine kefaret olarak buna katlandı. Bununla birlikte, nedeni ne olursa olsun, Philip'in tehlikeli olduğuna karar verilirse, Hugo onu ortadan kaldırmakta tereddüt etmeyecekti.

Ancak şimdilik onun için yaşlı adam sadece bir doktordan başka bir şey değildi. Yaşlı adam ağzını açtığında, 'kan soyu böyle' ve 'kan soyu şöyle' diyerek onu çileden çıkıyordu ama yaşlı adam gerçekten ailesinin de nesiller boyunca yaptığı gibi merhum Dük'ün iradesine göre hareket ediyordu.

Hugo işbirliği yapmadığı sürece soyu sürdürmek söz konusu olduğunda, bu işin sonuydu. Damian ile tanışmaya gelince, Hugo o yolu tamamen kapatmıştı. Yani sonunda, yaşlı adam hayata tutunuyordu.

"Anlıyorum." (Lucia)

Lucia'nın şüpheleri dağıldı ve kendini güvende hissetti. Rüyasındaki hayırsever doktor kötü biri değildi.

"Ama onun tedaviyi bildiğini söyledin." (Hugo)

"Evet. Ama sen bu doktora güvenmiyorsun. Tedavim konusunda ona güvenebilecek misin?'' (Lucia)

"...."

Sadece bir doktordan başka bir şey olmayan yaşlı bir adam. Hugo, Philip'i bu şekilde küçümsese de, yine de biraz tedirgin hissediyordu. Karısının tedavisini yaşlı adamın ellerine bırakırsa hiç rahatlamayacaktı. Ama Philip'in tıbbi becerileri doğruydu. Yaşlı adam, yapamayacağı bir şeyi tedavi edebileceğini söyleyen biri değildi.

"Dürüst olmak gerekirse, tedaviyi biliyorum." (Lucia)

"Ne?" (Hugo)

"Şey, ilk başta sana söyleme fırsatını kaçırdım. Ve ondan sonra, ne pahasına olursa olsun tedavi olmamı söylemene kızdım, o yüzden sana söylemedim. Demek istediğim, doktorun yardımına ihtiyacım yok. ''

"...."

Hugo hem rahatlamış hem de sersemlemiş hissetti. Duyguları karmaşıktı. Karısı hakkında ne kadar çok şey öğrenirse, o kadar gizemli hissediyordu. Karısı yumuşak huylu ve nazikti. Ama hiç beklemediği bir anda o kalıptan çıktı ve dengesini bozdu.

"Hasta değilim. Günlük hayatımda bir sorunum yok ve sağlığım gayet iyi. İstediğim zaman kendimi tedavi edebilirim ve tedavi etmemek kendi isteğimdir. ''

"Benim yüzümden mi? Çünkü çocuk istemiyorum dedim..."

"Sebeplerini anlıyorum. Bu yüzden sorun değil. Zaman ayırabilir ve üzerinde düşünebiliriz. Sen istemiyorsan ben de istemiyorum. Ama önce sana söylemeden kendimi tedavi etmeyeceğim. ''

'Ama sorun senin vücudun değil.'

Hugo, çocuğu olamayacağını ona söyleyemedi.

'Bilirse, beni terk edebilir.'

Derinliği bilinmeyen çamurlu bir çukura yavaş yavaş batıyormuş gibi hissetti.

'Neden bu bedenle doğdum?'

Şimdiye kadar, arkasında bir iz bırakamadığı için şanslı olduğunu düşünmüştü. Ama şimdi bunun bir lanet olduğunu anladı. Diğer insanlar gibi sevdiği kadınla normal bir aileye sahip olmasına izin vermeyen bir lanet.

Kardeşinin, evlenmek istediği bir kadın olduğunu söyleyen yüzünü hatırladı. Kardeşi oğlunun doğduğunu bilseydi, oğlunun doğumunun ardındaki sırları öğrendikten sonra bile yine de mutlu olur muydu?

Olurdu. Eğer kardeşi olsaydı bunu kabul eder ve sadece gelecekteki mutluluğu düşünürdü.

Aksine, Hugo kardeşini kıskanıyordu. Adam yarı-kardeşi olduğunu bilmeden aşık oldu ve sonuna kadar bilmeden öldü. Hugo, kanını başka birine vermek gibi mide bulandırıcı bir eylemi gerçekleştirmesi gerekseydi, çocuk istemiyordu. Bunu yaptığı an gerçekten bir canavara dönüşeceğini hissetti.

Zaten karısıyla bu yöntemi kullanmak için çok geçti ama yapabilse bile istemiyordu.

"İstediğin gibi yapabilirsin." (Hugo)

Tedavisi tamamen onun elindeydi. Hugo ona tedavi etmesini veya tedavi etmemesini söyleyemedi. Tedavi etmesini söyleyerek ona hamile kalma umudu vermek ve tedavi etmemesini söyleyerek çocuk sahibi olmaya karşı olduğunu düşünmesini istemiyordu.

"Buraya gel."

Hugo kollarını açtı. Lucia küçük bir kahkaha attı ve ona doğru yürümek için kanepeden kalktı. Onun yanına vardığında, Hugo onu kucağına çekti.

Bir hamleyle onun bacaklarının üzerine düştü ve Hugo kollarını beline doladı ve Lucia başını onun geniş göğüslerine gömdü.

"Başka bir şey oldu mu?" (Hugo)

"Hayır. Ah… Damian'dan bir mektup vardı. ''

"Her gün bir mektup geliyor."

"Her gün değil. Ayda bir veya iki kez. ''

Damian sohbetin konusu olduğunda, Lucia'nın gözleri parıldamaya başladı. Hugo, çocuğa gösterdiği aşırı ilgiden hala memnun değildi. Ancak zaman geçtikçe anne-oğul bağlarını daha iyi anlamaya başladı ve daha bağışlayıcı oldu.

"Çocuk ne dedi?"

"İyi olduğunu söylüyor."

Lucia, Damian'ın mektuptan okuduğu akademi hayatının ayrıntılarıyla Hugo'yu bombardımana tutmaya başladı. Hugo, bir süre önce aldığı raporu hatırlayınca kıkırdadı. Çocuğun, havalar ısınana kadar her gün Lucia'nın ona gönderdiği kırmızı atkıyı giydiğini söylüyordu.

''Damian'ı ilk gördüğünde beni görüyormuş gibi hissettiğini söylemiştin, değil mi?''

"Evet. Senin çocuk halini görüyormuşum gibi hissettim. ''

Lucia'nın çocukluk hali. Karısının çocukluğunun tablosu olan küçük bir çocuğu görmek nasıl olurdu? Lanetlenmiş kanının kanıtı olmayan, siyah saçları veya kırmızı gözleri olmayan bir çocuk nasıl görünürdü? Hugo'nun göğsü sıkıştı.

Ona bol miktarda zenginlik ve güç verebilirdi ama ona bir çocuk veremezdi. Ya bu daha sonra ona zarar verirse? Bir çocuğu olması için ona yalvarırsa ne yapabilirdi? Hugo, çıkışı olmayan sonsuz bir labirentte dolaşıyormuş gibi hissetti.

Önceki Bölüm                                                                                                 Sonraki Bölüm

4 yorum:

  1. Yatacak yerin yok doktor kişisi.... Herkesi kandırmış melek yüzlü şeytan püüüüü. Hugocum aslında boş yere kendini kahrediyor, üzülüyorum. Kitaba bi 5dk girip üç cümle söyleyip çıkabilsem keşke kvkckfkmd

    YanıtlaSil
  2. Ya son paragtafa kalbimi bıraktım.

    YanıtlaSil
  3. Hugonun böyle düşüneceği en başta kimin aklına gelirdi ki

    YanıtlaSil
  4. Vay beee nerdeeeeen nereye ha Hugo bey

    YanıtlaSil