30 Aralık 2021 Perşembe

 Lucia - 50.2 Bölüm 

Doğru & Yanlış (5)

Yardımcı konuşurken yüzüne ciddi bir ifade takındı.

"Majesteleri, Veliaht Prens, Deling Markisi resmi bir şikayet mektubu gönderdi."

Kwiz dilini şaklattı ve kendisine verilen belgeye göz gezdirdi. Sonuç olarak, sayfalarca uzayıp giden uzun şikayet mektubu, Marki'nin onurunu aşağılayan Şövalye Krotin'i cezalandırmak için izin istiyordu.

Bir süre önce, Deling Şövalyeleri, Roy'un üzerine atladı ve birkaç ay boyunca hareket edememeleri derecesinde yarı ölü bir şekilde dövüldüler.

"Gruplar halinde saldıran bu pis piçlerin neden söyleyecek bu kadar çok şeyi var? O kadar kişinin tek bir rakibe dalması şövalyece bir şey mi?''

Yardımcı, her seferinde sıradan insanların kaba jargonunu ağzına alan Veliaht Prens'e uyum sağlayamadı.

Yardımcı ifadesini kontrol altında tuttu  ve konuşmaya devam etti.

"Sorunları düellonun kendisi değil, Sör Krotin'in sözleri."

"Uğraşmak istedikleri şeyin Sör Krotin olmadığına eminim."

Deling Markisi, Veliaht Prens'e karşı muhalefetin temsili isimlerinden biriydi. Karşı taraf Şövalye Krotin'i Veliaht Prens'in yanından çıkarmak için bu konuyu kullanabilirse, bundan kazanacağı çok şey vardı.

Eskort Şövalyesini koruyamayan Veliaht Prens'in yetkisinde bir çatlak oluşturabilirler, dikkat çekici derecede yetenekli bir eskortu kaybettikten sonra Veliaht Prens'in savunmasında bir boşluk hedefleyebilirler ve Veliaht Prens Taran Dükü tarafından kendisine verilen eskortu koruyamadığı için ikilinin ilişkisinde bir çatlak oluşturabilirlerdi.

Kwiz bakışlarını yanında duran Roy'a çevirdi.

Roy, onun hakkında konuştuklarını açıkça bilse de, sanki hiçbir şey duymuyormuş gibi ifadesi değişmedi. Bazen yardımcı, Roy'un küstah yüzünü dövme arzusu hissediyordu.

"Sör Krotin. O şövalyeleri yendikten sonra hiçbir şey söylemedin. Bu iyi bir gelişme. Onları öldürmüş de değilsin hani ama o zıplayan piçlerin bayağı bir cesareti var. Ama neden öyle dedin?'' (Kwiz)

"Ne dedim?" (Roy)

"Şövalyeleri Marki'nin köpekleri diye çağırdığın söyleniyor.''

"Bunu söylemedim. Efendilerinin ayaklarını yalayan köpekler dedim.''

Kwiz inledi.

"Bu hemen hemen aynı şey. Deling Marki Şövalyesi bu yüzden üzerine atlamadı mı? Marki'ye hakaret ettiğini söyleyerek."

"Bunun neden aşağılayıcı olduğunu bilmiyorum. Ben sadece doğruyu söyledim. Bir Şövalye efendilerinin köpeğidir. Bir köpek gibi, insanın yapması gereken tek şey efendisine kuyruğunu sallamak ve onu güzelce dinlemek. Etrafta karışmayan insanlarla kavga çıkardıkları için fikrimi söyledim."

Sadece Veliaht Prens değil, etrafındaki herkes şaşırmıştı.

''Şövalye efendilerinin köpeği midir? Sör Krotin kendi hakkında böyle mi düşünüyor?'' (Kwiz)

"Oh evet. Ben Lord'umun köpeğiyim. Benden havlamamı isterse havlarım. Hav! Hav."

Kwiz kahkahayı patlattı. Karnını tuttu ve gülerken masaya vurdu. Ancak Roy'un dışındaki diğer eskort şövalyelerinin ifadesi bozuldu ve Roy'u öldürücü bakışlarla sabitlediler.

Gözlerinden yaşlar gelene kadar güldükten sonra Kwiz biraz sakinleşti ve ardından yardımcısıyla konuştu.

"Bunu duydun mu? Sör Krotin'in hiçbir şövalyeye hakaret etmediğini güzelce yaz ve şikayet mektubunu geri gönder.''

"…Evet."

Şüphesiz ki, lanet olası bu adam bir deliydi. Hayır, kudurmuş bir köpekti? Yardımcı, mümkünse Şövalye Krotin ile asla uğraşmamaya karar verdi. Sonuçta, pisliğe bulaşmamak için uzak durmak gerekirdi.

''Taran Dükünü kıskanıyorum. Böyle sadık bir şövalyeye sahip olduğu için.''

Kwiz anlamlı bir bakışla şövalyelerine baktı. Bir an bakışlarıyla karşılaşan şövalyeler bakışlarını boş havaya çevirdi.

"Ama Taran Dükü, başkente gelmeyi düşünmeden kendini kuzeye kapattı. Düşes olsa bile en azından bir kere gelir diye düşündüm."

Dük evleneli neredeyse bir yıl olmuştu ve yeni yıl başlayalı iki ay olmuştu. Kwiz sarayda yaşayan prensesin kuzeyde nasıl bu kadar iyi dayandığına hayran kaldı.

Hayal kırıklığına tahammül edemeyeceğini ve yalnız olsa bile başkente uğrayacağını düşünmüştü. Prenses Vivian'ı doğrudan gören insanların tarifinden, prensesin eşsiz güzellikte bir hanımefendi olmaktan çok uzak olduğunu biliyordu. Yine de, bu söylentinin doğru olup olmadığı konusundaki şüphesinden kurtulamadı.

'Dük'ün onu sıkıca saklayacağı kadar güzel mi? Yoksa sadece tercih meselesi mi? Ama kadınlarla olan geçmişine bakıldığında, tamamen farklı bir şey var.'

Kwiz, Prenses Vivian'ı araştırmakta pek başarılı olamadı. Prensesin bir hizmetçi gibi davranarak saraydan çıktığını öğrendi, ancak daha fazla kazmaya devam etmek daha fazla zaman ve paraya mal olduğu için vazgeçti.

Bir düşman olsaydı, her kuytu köşeye bakardı ama kendi tarafında biri için bunu yapmasına gerek yoktu. Her durumda, bir kez başkente geldiği zaman elbet buluşacaklardı.

'Dışarı çıkmak için hizmetçi taklidi yapmak. Oldukça ilginç şeyler yapıyorsun.'

Kwiz, varlığından asla haberdar olmadığı bu küçük kız kardeşine karşı olumlu bir izlenime sahipti.

* * *

Olayların aralıksız yaşandığı başkentte Fabian, her zamanki gibi bugün de çok çalıştı. Bugün en sevdiği işi yapıyordu: Başkentte dolaşan dedikoduları bir araya toplamak.

"Hah, bu yeni. Taran Dükü'nün kalesinin altında şeytanı diriltecek bir çağırma çemberi mi var?"

Fabian kıs kıs güldü ve süzgeçten geçirilmemiş tüm söylentileri Dük'e ileteceği raporuna yazdı. Fabian da adamlarından gelen raporu inceledi. Rapora bakarken, ifadesi sertleşti. Rapor, kadın romancının etrafına dikilmiş adamlarındandı.

Fabian, Düşes olan prensesin tek tanıdığı olduğu için, adamlarına düzenli olarak Norman'ı kontrol etmelerini emretti. Bunun nedeni, Düşes ile olan ilişkisini tesadüfen gören birinin ona yaklaşmayı ve ona zarar vermeyi seçmesi ihtimaliydi. Öte yandan, bunu kadın romancının Düşes hakkında ağzı sıkı olduğunu doğrulamak için de kullanabildi. Yani, bir bakıma, bir gözetleme ve koruma biçimiydi.

"Neden Falcon Kontesi oraya gitti? Ve sadece bir ya da iki kez de değil."

Rapora göre, Kontes'in kadın romancıyı ziyaret etme amacı, romanının hayranı olmasıydı.

'Yine de tek nedenin bu olduğunu düşünmüyorum...'

Fabian'ın keskin duyusu ona bunu söylüyordu.

'Her neyse, o gerçekten zor biri.'

Uzun zaman önceden beri  Kontes ağzında hep kötü bir tat bırakırdı. Üç kocasının da şu anda ölü olduğu üç kez evlendiği uğursuz geçmişinden hoşlanmadığı gerçeği sadece ikincildi. Bazen bir insan bir insanı sebepsiz yere sevmezdi. Fabian için, Falcon Kontesi böyle bir insandı.

Durumu zaman içinde gözlemleme seçeneği vardı ama Fabian bunu raporunda dosyalamaya karar verdi. Fabian'ın yeteneğinin en büyük nedeni, hızlı durumsal yargılarıydı. Düşesle ilgili haberleri umursamazca göz ardı etmemesi gerektiğine karar verdi.

Bu noktada, artık Dük'ün yeni evli hayatı yaşıyor olmadığını biliyordu. Dük'ün 10 aydan fazla bir süre aynı kadınla yatağını paylaşması mı? Eşi görülmemiş bir şeydi. Dük bir çapkın değildi. Fabian bunu böyle gördü. Dük sadece içgüdüsel arzularını tatmin etti. Kadınlarla en ufak bir duygusal alışverişi olmadı.

Böyle bir Dük'ün bir kadınla birlikte olacağı düşüncesi bile Fabian'a hayatın gizemlerini bir anlığına görmüş gibi hissettirdi.

'Gerçekten, ne kadar çok yaşarsan, o kadar çok öğrenirsin.'

Ç/N: Ahaha Roy'u cidden çatlaksın sen 😂 Bu arada Fabian'ın dedikodu toplama işini keyfen yapması.. Ben de olsam severdim bu işi 

Önceki Bölüm                                                                                                 Sonraki Bölüm

5 yorum:

  1. Bu ne demek ? "Kwiz, varlığından asla haberdar olmadığı bu küçük kız kardeşine karşı olumlu bir izlenime sahipti." Kardesler mi yani?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kwiz veliaht prens kız da prenses tabi ki kardeşler

      Sil
  2. 😀😀😀 kız prenses. Babası kral anne leri farklı sadece. Kral pisliğin teki . Sürekli farklı kadınlarla birlikte olup onlardan çocuk yapıyor...

    YanıtlaSil
  3. Fabian, kanla susmamış olduğu zamanlar yanında olmaz kötü ama heryerden dedikodu da topluyon 🤣 çok zıt görevleri yerine getiriyorsun

    YanıtlaSil
  4. roy cidden manyak landlendlenflnw

    YanıtlaSil