30 Aralık 2021 Perşembe

 Lucia - 52.1 Bölüm

 Taran Dük'ünün Aile Doktoru (2)

Lucia'nın Anna'nın gün aşırı hazırladığı ilacı alması artık rutin olmuştu. Hizmetçi genellikle akşam yemeğini yedikten bir ya da iki saat sonra ilacı getirirdi. Lucia alışkanlıkla ilaç kasesini ağzına götürdü ama şaşırdı ve refleks olarak onu ağzından geri çekti.

''…Vanilya kokusu mu?''

Kaseyi tekrar burnuna yaklaştırdı ve kokuyu içine çekti. Hiç şüphe yoktu. Vanilya kokusuydu. Onca emek ve zaman harcamasına rağmen rüyasında bulamadığı dermandı. Mucizevi bir şekilde tanıştığı gezgin doktor, buna ailesinin vizyonu (gizli klavuzu) adını verdi. Bu kadar kolay bulunabilecek bir ilaç değildi. Lucia hizmetçiyi çağırdı ve Anna'nın kendisine getirilmesini istedi.

"Anna, bugünün ilaçları öncekinden farklı." (Lucia)

"Evet. Bu yeni bir çare." (Anna)

"Bu senin bulduğun bir yöntem mi?"

"…Evet."

Anna başka birinin tavsiyesini aldığını söyleseydi Lucia, Anna'nın rüyasındaki doktorla tanışmış olabileceğini düşünecekti. Ama Anna'nın onu bulduğuna inanamıyordu.

"Anna, ben de bir süredir şifalı otlar üzerinde çalışıyordum çünkü onlara ilgi duyuyordum." (Lucia)

Bunu söyledikten sonra Lucia, üç farklı şifalı bitkiyi listelemeye devam etti. Bu şifalı otların hepsi güçlü bileşime sahip şifalı otlar kısmına dahildi, bu nedenle hastanın bünyesine göre incelenmesi ve dikkatle reçete edilmesi gereken şifalı bitkilerdi. Bir doktor için bu bilgi sağduyuya yakındı.

"Bu üç bitkiyi karıştırıp yersen ne olur biliyor musun?" (Lucia)

Anna bu ani sorunun arkasındaki amacı kavrayamadı ama bilgisine dayanarak doğru bir şekilde cevap verdi.

"Bu şifalı otlar asla karıştırılmaması gereken bitkilerdir. Her birinin doğası farklıdır, bu yüzden birlikte alındığında zehir görevi görür.'' (Anna)

"Öyle mi? Peki Anna, bana zehir yedirmek için mi bu ilacı getirdin." (Lucia)

"Ne?"

Zehir! Anna'nın tüm vücudu buz gibi donarken kaskatı kesildi. Önündeki minyon kadın aniden devasa bir çelik duvara dönüşmüş gibiydi. Düşes, otoritesini savunacak ya da altındaki insanlarla uygun görgü kurallarına uyacak biri değildi.

Görünüşe göre Anna unutmuştu. Düşesin, birincil doktor olmasaydı hayatı boyunca asla göremeyecek, yüksek rütbeli bir soylu olduğunu unutmuştu.

'Düşesi gücendirecek bir şey mi yaptım?'

Omurgasından aşağı bir ürperti indi. Zehirlenmeye teşebbüsten şüphelenilen bir doktorun hayatı, rüzgarın önündeki bir mum alevinin hayatına benziyordu. Doğru olup olmaması önemli değildi. Sorun, ilk etapta böyle bir şüphenin ortaya çıkmasıydı.

"Bu ilacın vanilya kokusuna sahip olduğunu biliyor muydun?" (Lucia)

"Evet, leydim." (Anna)

"Neden vanilya kokusu var biliyor musun?"

''…''

''Daha önce bahsettiğim üç otu karıştırıp kaynatırsanız vanilya kokusunu alırsınız. Bunu bilmiyor gibisin Anna."

"…Ne?"

''Bunun senin bulduğun bir tedavi yöntemi olduğunu söyledin. Nasıl bilmezsin?''

Lucia, gezgin doktorun rüyasında verdiği tedavi nedeniyle yeniden adet görmeye başlayınca, tedaviyle ilgilenmeye başlamıştı. Ne zaman şifalı ot almaya gitse, bazı bitkilerin birbirine karıştırılmasının büyük sorunlara yol açtığını söyleyen kelimeleri hatırlayacaktı.

Philip'in, ailesinin vizyonunu içeren defterden bir sayfa koparıp ona verirken ki yalnız ifadesi de sürekli aklına geliyordu. Özellikle ilacın vanilya kokusunu merak ediyordu. Böylece meraktan şifalı otları incelemeye başladı.

Çalışmaları bir profesyonelinkiyle boy ölçüşmüyordu. Philip'in ona verdiği reçetedeki şifalı bitkilerin türünü ve etkisini yeni yeni öğrendi. Reçetedeki şifalı bitkileri parça parça aldı ve karışımları defalarca test etti. Bu sayede vanilya kokusunun, genellikle birbirine karıştırılmayan üç bitkinin karıştırılmasından geldiğini keşfetti.

Anna'nın teni beyaza döndü. Anna, ilaca ne tür şifalı otlar girdiğini bilmiyordu. Philip'in ona teslim ettiği ilaç çok iyi durumdaydı.

[Dozaj yöntemi basittir. Adet tekrar başlayana kadar ayda en az bir kez düzenli olarak alınmalıdır.] (Philip)

[İçinde ne olduğunu bilmediğim bir ilacı hastaya içiremem. Reçete ilaçla birlikte verilmelidir.] (Anna)

[Bu bizim aile vizyonumuz, bunu açıklayamam.]

[Philip. Bir doktor olarak vicdanınızdan veya yeteneğinizden şüphe duymuyorum. Ancak bu sıradan bir hasta değil.]

[Anna, eğer öyleyse, hastaya kişisel olarak açıklayabilirim.]

[Bu yapılamaz. Sör Philip'in Madam'a yaklaşması yasaktır.]

Anna bir tedavi yöntemi olduğunu öğrenince çok heyecanlanmıştı ama Philip'in ilacı yapmasını beklerken unutulmuş bir konu aklına geldi.

Geçmişte, uşak tedavi bulsalar bile bunu bulanın  Anna olduğunun denmesi gerektiğini söylemişti. Bayanın önünde Philip'in varlığından basit bir söz bile edilmeyecekti.

[Koşulların ne olduğunu sormayacağım ama Madam'la tanışmanıza izin veremem, Philip.]

[…Seni temin etmek için boynumu tehlikeye atabilirim. Gerçekten endişeleniyorsan, test etmek için biraz yiyebilirsin. Normal bir insan aldığında bu ilacın hiçbir etkisi yoktur.]

[Uzun süreli uygulanması gerektiğini söyledin. Uzun süreli alındığında sorun çıkabilir.]

[Anna, bir hastaya zarar verecek bir ilaç yapacağımı mı düşünüyorsun?]

Anna'nın Philip'e olan güveni, bir doktor olarak vicdanı ve bir tedavi arzusu zihninde şiddetli bir çatışma içindeydi. İlacını bir hafta boyunca kişisel olarak aldı ve vücudunun durumunu garip bir şey olabilitesi için takip etti. Bunu yaparken, Dük'ten bir çağrı aldı.

Taran Dükü genellikle Anna'yı yaklaşık haftada bir kez arayıp Düşes'in tedavisinin nasıl gittiğini sormak için çağırırdı. Ve Anna'nın cevabı genellikle aynıydı.

[Bir tedavi arıyorum.]

Dük daha fazla sorgulamadı ve 'Tamam' cevabıyla tartışma sona erdi.

Ancak, bu sefer Dük tarafından çağrıldığında, tedaviye sahip olduğu için baskı altında hissetti.

Kendisine büyük miktarda para ödenmiş olmasına rağmen işini düzgün yapmadığı için bir utanç duygusu hissetti.

Ve Anna'nın Philip'e olan güveni zaten kalbinde büyük bir yer işgal ettiğinden, sonunda ilacı Düşes'e getirdi.

'Bu... Çılgınca bir şey yaptım.'

Anna bunu ancak Lucia ilacın bileşenlerini sorguladıktan sonra anladı. Hastasına bilinmeyen bir ilaç yazan bir doktordu. Bu hastanın aslında Düşes olduğunu düşünmeden önce, doktor olarak kararında ölümcül bir hataydı.

"Söyleyecek hiçbir şeyim yok. Üzgünüm, leydim. Doğrusu, bu benim ilacım değil. Doğrulamak için ilacı bir hafta boyunca kendim kullandım.'' (Anna)

Lucia içini çekti, sözlerinde Anna'nın ıstırabını ve çabalarını hissetti.

"Durumum hakkında ona danıştığına göre, çok güvendiğin biri olmalı. Kim o?"

"Üzgünüm leydim. Kim olduğunu söyleyemem.''

"İlacı yazan kişi bunun açığa çıkmamasını mı istedi?"

Lucia bunu düşündüğünde, rüyasındaki gezgin doktor, itibarına imrenilecek biri değildi.

''…''

Anna'nın Philip'in varlığından bahsetmesine izin verilmediği için cevap veremedi.

"Bu ilacı alamam. güvenemiyorum. Anlıyor musun?" (Lucia)

"Evet, leydim. Ben çok büyük bir hata yaptım."

"Bunu beni tedavi etmek istediğin için yaptığını biliyorum. Ama bir dahaki sefere yalan söyleme."

"Evet, leydim."

Lucia bir zamanlar Anna bir tedavi bulursa onu reddetmeyeceği fikrine sahipti. O sırada Hugo'ya kızgındı ve tavrı 'ne olursa olsun umrumda değil' idi. Ama şimdi neden çocuk istemediğini anlayınca, fikri değişmişti.

Baba olmaya hiç hazır değildi. Bir çocuk doğarsa, yeni doğan çocuğun yanı sıra bu ilgili herkes için bir trajedi olurdu. Lucia, Hugo'nun istemediği bir çocuğa sahip olmak istemiyordu. Babasından çok sevgi gören bir çocuğu olsun istiyordu.

Hugo, anne babasının sevgisini bilmeden büyüdü ve Lucia, çocukluğunu babası tarafından ihmal edilerek geçirdi. İkisi de normal bir ailenin eksikliğini yaşamıştı. Lucia, eksiklerini tamamlamak için birbirlerini mükemmel bir şekilde anlamaları gerektiğini düşündü.

'Çocuk doğurmamak, işlerin daha mutlu tarafı olabilir.'

Pişmanlık vardı. Ona aşıktı. Sevdiği adamdan bir çocuğu olsun istiyordu. Ama şimdi sırası değildi.

Rüyasında gördüğü yorucu hayatını düşündüğünde, bu ona çok şey öğretmişti. Rüya olmasaydı, bu kadar büyük bir sabrı olmayacaktı ve uzak geleceği göremeyecekti.

Ç/N: Lucia'nın olay yargısını ve düşünme şeklini çok seviyorum. Mesela webtoon'unu okurken bu kısımlar güzel yansımıyor bence. Lucia'nın mantığı novelde daha iyi anlaşılıyor bence 🙈 Bu arada webtoon'unu okudunuz mu onu bile bilmiyorum ama böyle konuşuyorum işte.  Ne yapayım beni de böyle kabul edin ahaha

Önceki Bölüm                                                                                                 Sonraki Bölüm

4 yorum:

  1. Ayyy Anna’ya sinir oldum. Lucia’nın olgunluğu ve bilgisi♥️

    YanıtlaSil
  2. Lucia supersin kizim. Bence bu soy devam etmemeli. Bu yuzden cocuk yapmamalilar.

    YanıtlaSil
  3. Haha ben önce burdan okuyorum bölümü, sonra webtoona geçiyorum. Lucia ne ince düşüncelisin 💞

    YanıtlaSil
  4. Şahsen ben sadece noveli okuyorum normalde webtton severim ama sadece noveli yoksa okurum aksi halde direkt noveli okurum çünkü gözümde daha iyi canlanıyor webtoon biraz bu konuda sığ kalıyor ne yazık ki

    YanıtlaSil